Eşref Altaş

Hakkında

Katkıda bulunduğu maddeler

İbn Sînâ Sonrası Felsefî Gelenekler
Yenilenme Dönemi: Zaman, Tanım ve BölümlemeXII. yüzyıl sonrası, genel olarak İslâm düşüncesinin mütekaddimin dönemine nispetle müteahhirin dönem, klasik dönemine nispetle ikinci klasik ...
Ali b. Zeyd el-Beyhakī
Âlim, tarihçi ve edip olan Ali b. Zeyd el-Beyhakî, Fundukîler diye tanınan eski bir kadı ailesinden geldiği için İbn Funduk adıyla meşhur olmuştur. Beyhakî halkının çoğu aşırı Şiî olan bir çevrede yetişmesine rağmen Sünnî itikada sahip olmuştur. Dinî ilimler, astronomi, felsefe, edebiyat gibi birçok alanda çeşitli eserler yazmıştır...
Bâkıllânî
Bâkıllânî birçok dinî alanda eserleri olmakla birlikte kelam ilmindeki eserleri ve görüşleriyle temayüz eder. Eş‘arîliğin imamlarından olan Bâkıllânî, Eş‘arîliğin sistemli bir mezhep haline gelmesinde önemli katkıları olan bir âlimdir...
Cemâleddin Efgânî
Cemâleddin Efgânî henüz hayatta iken birçok siyaset ve fikir adamını etkilemiş, İslam birliği, yabancı istilâsı ve sömürüsüne karşı direnme ve istiklâl konularında zihinlerde silinmez izler bırakmıştır...
Ebû Bekir er-Râzî
Tabiiyyun ekolünden hekim ve filozof olan Ebû Bekir er-Râzî, geniş bir hoşgörü ortamında gelişen felsefî düşünceleriyle deist inancı temellendirmeye çalışmıştır. Ayrıca tıbbın kurucuları Hipokrat ve Câlînûs’tan (Galen) sonra tıp ilmine yaptığı önemli katkılardan dolayı “Araplar’ın Galeni” unvanıyla anılır...
Ebü’l-Hasan Eş‘arî
Eş‘ariyye mezhebinin kurucusu olan Eş‘arî, Allah’ın kudreti, ihtiyarı ve yaratmasının vesileci bir yorumunu desteklemek için âlemdeki bütün cisimlerin bölünemeyecek kadar küçük parçalardan birleştiğini belirtir. Parçaların cisimler teşkil etme gücü olmadığından bunların birleşmesi, ilâhî irade ve kudretiyledir...
Fârâbî
İslam felsefesinin kurucu düşünürlerinden olan Fârâbî, âlemin Tanrı tarafından var kılınışını Yeni-Platoncu gelenekte mevcut bulunan sudur teorisiyle açıklar. Sudûr, bütün var olanların Tanrı’nın varlığından ezelî ve zorunlu olarak çıktığını ifade eder...
Hasan Çelebi
Osmanlı medreselerinin kurucusu Molla Fenârî’nin neslinden olan Hasan Çelebi, Muhammedşah Fenari’nin oğludur; Arap dili grameri ve belâgatı, kelam, fıkıh usulü ve aklî ilimlerde temayüz etmiş bir âlimdir. Hasan Çelebi döneminde yaygın olarak tedris edilen eserlere haşiye yazmakla temayüz etmiştir...
İbn Fûrek
İbn Fûrek daha çok kelamcılığı ile tanınmıştır. İbn Fûrek’in kelam ilmine önemli katkılarından biri Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî’nin görüşlerini sistemli bir şekilde nakletmesi ve böylece Eş‘ariyye’nin köklü bir kelam ekolü haline gelmesini sağlamasıdır...
Mehmet Emin Şirvânî
Şirvani’nin en önemli eserlerinden biri el-Fevâidü’l-Hakâniyye’dir. Kendi ifadesine göre Fahreddin er-Râzî’nin Câmiü’l-ulûm adlı eserinin etkisiyle Osmanlı’da ilimler tasnifine ya da enmûzecü’l-ulûm denilen literatürün bir parçası olarak yazıldığı anlaşılmaktadır...
Muhammed b. Mübârekşah
Mantık ve kelam alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Muhammed b. Mübârekşah, yetiştirdiği öğrencileri ve Osmanlı medreselerinde okutulan iki temel metne şerh yazmasıyla tebarüz etmiştir...
Muhâsibî
Muhâsibî, İbn Küllâb ve Ebü’l-Abbas el-Kalânisî ile birlikte ilk dönem Müslüman nesillerin ve Müslümanların çoğunluğunun savunduğu inanç esaslarını sistemleştiren Ehl-i sünnet kelâmının kurucularından biridir.
Ömer b. Sehlân es-Sâvî
Sâvî, İbn Sînâcı mantık geleneğine bağlı bir âlim olarak, İbn Sînâ’nın Şifâ adlı eserinin mantık bölümlerini tedris edilebilir bir formda yeniden üretmesiyle bilinir.
Şehrezûrî
Şehrezûrî, geç dönem İslâm nazarî geleneklerini takip ederek varlık, mahiyet, yokluk, zorunlu, mümkün, kadim, hadis, illet, malul, tümel tikel gibi genel kavramları küllî ilim (ontoloji) çerçevesinde ele alır.
Şemsüddîn Mahmûd b. Abdurrahman İsfahânî
İsfahânî alet ilimleri ve dinî ilimlerin birçoğunda eserleri olmasına rağmen özellikle Beyzâvî’nin Tavâliü’l-envâr ve Tûsî’nin Tecrîdü’l-itkâd adlı eserlerine yazdığı şerhler, medreselerde uzun yıllar ders kitabı olarak okutuldu...
Adudüddin Îcî
Adudüddin Îcî’nin eserleri, İslam düşüncesi ve Osmanlı tedris geleneğinde kalıcı etkiler bırakmıştır. Bu etki, Îcî’nin müdevven ve vazedilmiş ilimlerde tedris edilebilir metinler inşa etmesiyle ilgilidir. Aynı zamanda belli bir konusu olan yeni ilimler de inşa ve vaz etmesinin bir sonucudur...
Nasîrüddin Tûsî
Tûsî’nin varlık anlayışı, mütehhirûn dönemi kelâmı ile bu kelâmı etkilemiş olan Meşşâî felsefesinin izlerini taşımaktadır. Onun genelde kelâm sistemi, özel olarak da varlık ve bilgi anlayışı İbn Sînâ ve İbn Sînâ sistemine eleştiriler yönelten Râzî’yle birlikte oluşan geç dönem kelâm ilminin çerçevesini yansıtır.
Esîrüddin Ebherî
Ebherî temel olarak İbn Sînâ mantık ve felsefe geleneğine bağlı olmakla birlikte Râzî’nin eleştirilerinin cevaplanması, felsefî meselelerin sistemleştirilmesi ve tedris edilebilir felsefi eserler ortaya konulması için çaba gösterdi...
Kâtip Çelebi
Katip Çelebi Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu sıkıntıları ciddiye alıp bunun üzerine çeşitli çözüm önerileri getiren, bu çözümleriyle ham yaşadığı dönemdeki bir çok tarihi ve toplumsal olaya da şahitlik yapmış bir düşünürdür...
Fahreddin er-Râzî
Fahreddin er-Râzî, özel olarak Eş‘arîliğin ve genel olarak İslam düşüncesinin belirleyicisi olan düşünürlerinden biridir. Onun düşüncesi temel olarak Eş‘arî geleneği içerisinde tanımlanabilir. Bununla birlikte hem Eş‘arî düşünceye hem İbn Sînâ felsefesine yönelttiği eleştiriler büyük önem arz eder...
Kindî
Kindî ilk İslâm ve Arap filozofudur. Mu‘tezile kelâmından felsefeye geçişi temsil etmektedir. Aristo’nun eserlerinin tanıtılması ve felsefî kavramların geliştirilmesinde önemli görevler üstlenmiştir.
Seyfeddin Âmidî
Seyfeddin Âmidî kelâm, usûl-i fıkıh, felsefe ve mantık sahasındaki eserleriyle meşhurdur. Usûl-i fıkıhta meseleleri fürûdan tecrit edip aklî istidlâl yolunu seçen ve mezhepleri tahkike önem veren bir usulcü olarak tanınır...
Muhammed b. Eşref Semerkandî
Semerkandî’nin asıl ününü borçlu olduğu Öklid geometrisi üzerine yazdığı Eşkâlü’t-te’sîs adlı eser, hacminin küçüklüğüne rağmen İslâm dünyasında yaygın biçimde okunmuş, hakkında çok sayıda şerh ve hâşiye kaleme alınmıştır...
Beyzâvî
Müfessir, Eş‘arî kelâmcısı ve Şâfiî fakihi olan Beyzâvî’ye göre Allah’ın varlığı, kelamcıların yöntemine uygun olarak âlemin hâdis olması ve filozofların yöntemine uygun olarak âlemin mümkün oluşu ve değişime uğraması itibariyle ispat edilebilir, ancak mahiyeti idrak edilemez, zâtını niteleyen sıfatların mahiyeti bilinemez...
Bîrûnî
Biruni astronomi, aritmetik, geometri, fizik, kimya, tıp, eczacılık, tarih, coğrafya, filoloji ve etnoloji, jeodezi, botanik, mineraloji, dinler ve mezhepler tarihi gibi farklı alanlarda çalışmalar yapmıştır.
Teftâzânî
Teftâzânî Gazzâlî ile birlikte kelamın felsefeye yönelen eleştirilerini tevarüs etmiş, âlemin kıdemi, Tanrı’nın tikelleri bilmediği, sudur, akıllar nazariyesi ve bedenî haşrin inkârı gibi konularda filozoflara eleştirilerini sürdürmüş, özellikle tabiatçı felsefeyi reddetmiştir...