İbnü’l-Murtazâ

(ö. 840/1437)
Yemenli Zeydî kelamcı, fakih, usûlcü ve imam
- A +

Hayatı

İbnü’l-Murtazâ 764/1363 yılında San‘a’nın güneyinde yer alan Zemâr'da doğdu. Asıl adı Ahmed b. Yahya b. el-Murtazâ b. Mufaddal b. Mansûr el-Hasenî el-Yemenî (ö. 840/1437)’dir. Künyesi el-Mehdî-Lidînillâh’tır. Baba tarafından soyu Yemen’de Zeydîliği kuran Hâdî-İlelhak Yahya b. Hüseyin'e ulaşır. Ağabeyi Hâdî b. Yahya, Kâdî Yahya b. Muhammed el-Mezhacî, Kâdî Ali b. Abdullah b. Ebü’l-Hayr ve İbnü’n-Nessâc'dan İslâmî ilimleri tahsil etti. Pek çok usûl eseri yanında Ebü’l-Huseyin el-Basrî’nin el-Mu’temed’ini, Rassâs’ın Cevhere’sini ve İbnü’l-Hâcib’in Müntehâ’sını hazmetti. Kütüb-i Sitte’nin çoğunu ve dönemin pek çok meşhur hadis ve fıkıh kaynaklarını okuma imkânı bulan İbnü’l-Murtazâ kelâm ve fıkıh ilimlerinde mezhebin otoritelerinden biri kabul edilir. Fıkıhtan fıkıh usûlüne, akaidden tabakata hemen hemen bütün konularda pek çok eser telif etmiştir. Eserleri hala Zeydiyye mezhebinde temel niteliğindedir.

Zeydî kaynaklara göre mutlak müçtehit olan İbnü’l-Murtazâ, zamanın İslam büyüklerinden ve Ehl-i beyt imamlarındandır. 793/1391’de Zeydiyye imamı Nâsır-Lidînillâh’ın ölümü üzerine aynı yılın şevval ayında San‘a’da Zeydiyye âlimlerince Mehdî-Lidînillâh unvanıyla imam seçildi. İbnü’l-Murtazâ, Mansur Ali ile yaptığı savaşta yenilince 794/1392 yılında San‘a’da hapse atıldı. Yedi yıl süren hapis hayatı boyunca ilimle meşgul oldu ve el-Ezhâr adlı eserini yazdı. Taraftarlarının yardımıyla hapisten kurtulan İbnü’l-Murtazâ imamet iddiasını bir süre erteledi. Daha sonra imametini ilân edenlerden biri olan ve kendisine birlikte hareket etmeyi teklif eden Hâdî-İlelhak Ali b. Müeyyed ile birleşerek Sa‘de’ye girdi. Halkın kendisine yardım etmekten çekindiğini görünce imamet davasından tamamen vazgeçti ve Mehdî-Lidînillâh unvanını da bıraktı. 816/1413 yılında Sülâ’dan ayrılarak Misver’e gitti, orada evlendi. Ardından Laa ve Zafâr şehirlerinde ikamet etti. Buralarda çeşitli eserler yazdı. 840 yılı Şevval ayında (Nisan 1437) Zafâr’da öldü. Zeydiyye âlimlerince “en büyük imam” diye anılmıştır.

Öğretisi

Zeydiyye mezhebi içerisinde en büyük otoritelerden biri kabul edilen İbnü’l-Murtazâ Zeydî ve Mutezilî kimliği en belirgin alimlerdendir. Bununla birlikte o, selefi Yahyâ b. Hamza gibi dönemin şartları gereği aynı muhiti paylaştığı Ehl-i sünnet içerisinde yer alan farklı alimlerden de istifade etmiştir. Onun Zeydî yönü gerek imamet mücadelesinde gerekse bu alanda telif ettiği eserlerde net biçimde görülür. Zeydiyye içerisinde Mu‘tezilî yönelimin öncülerinden kabul edilen İbnü’l-Murtazâ’nın bu yönü kelam, mezhepler tarihi ve fıkıh usûlüne dair eserlerinde müşahede edilir. Zeydî olmasına rağmen Mu‘tezile ile ilgili bir tabakât kitabı yazmış ve pek çok ulemayı bu mezhep içerisinde göstermekten çekinmemiştir. İbnü’l-Murtazâ kelâmî konulara değindiği eserlerinde Allah’ın varlığına istidlâl yoluyla ulaşılabileceğini, buna dair en güçlü delilin cevher ve araz esasına dayanan hudûs delili olduğunu belirtir. İbnü’l-Murtazâ usûl-i fıkıh alanında da mezhebin otoritelerindendir. Onun fıkıh usûlüne dair kaleme aldığı Mi‘yâru’l-‘ukûl’ünün şerhi olan el-Minhâc, Zeydiyye’nin en meşhur ve hacimli usûl-i fıkh kitaplarından biri kabul edilmiştir. Ali el-Mâhizî’nin esere yazdığı iki yüz sayfalık mukaddime Zeydî usûlüne, müellife ve yöntemine dair önemli tahliller içerir. Seleflerinin tertibini benimseyerek fıkhın usûlünü on baba ayıran müellif, konuları meseleler başlığı altında incelemiş, “lenâ” ve “kulnâ” ifadeleriyle kendi görüşlerini açıklamıştır. Tertibi ve konuları işleme sırası açısından Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin el-Mu‘temed’inden ayrıldığı noktanın sadece delilleri açıkça arka arkaya zikretmek ve Kur’an konusuna müstakil bir başlık açmak olduğu söylenebilir. Cüveynî’nin Varakât’ı da aşağı yukarı aynı formattadır. Minhâc’ın muhakkiki Mâhizî’ye göre İbnü’l-Murtazâ eserinin tasnifinde Cüveynî’nin el-Burhan’ını esas almıştır. İbnü’l-Murtazâ Minhâc’ında önceki Zeydî usûl eserlerinde var olan atıf ve nakil geleneğini daha da genişleterek sürdürmüştür. O eserinde Yahya b. Hamza’nın geleneğini sürdürerek Bâkillâni, Cüveynî, Gazzâli, Âmidî (ö. 631/1234), Râzî ve İbnü’l-Hâcib (ö. 646/1248) gibi mütekellimîn usûlcülere ciddi miktarda atıflar yapar. Buna mukabil Kerhî ve Cessâs dışında Hanefî usûlcülerin eserlerine atfa rastlanmaz. İbnü’l-Murtazâ’nın bu yaklaşımı sonraki dönem Zeydîlerce de sürdürülmüştür. Ayrıca bu dönemle birlikte Zeydî usûl eserlerinde her bir usûlî konu için yer verilen örneklerin çoğunun mütekellimîn usûl eserlerinde yer alanlarla benzeştiği, bazılarının birebir aynı olduğu görülür. Eserde en çok Ebü’l-Hüseyin el-Basrî ile birlikte İbnü’l-Hâcib’e atıfta bulunulmuştur. Ebû Ali, Ebû Hâşim, Kâdî Abdülcebbâr da çokça nakilde bulunduğu kişilerin başında gelir. Şafi‘î usûlcülerden yapılan nakillerin çoğalması Yemen’de Şâfiî mezhebi müntesipleri ile aynı muhiti paylaşmalarıyla açıklanabilir. Muhakkik Mâhizî, eserin kaynakları arasında öncelikle Zeydî usûlünün önemli örneklerinden olan Nâtık-Bilhak’ın el-Müczî, Yahyâ b. Hamza’nın el-Hâvî ve Yahyâ b. Muhsin ed-Dâ‘î’nin el-Mukni‘ isimli çalışmalarının olduğunu belirtir. Yine ona göre Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin Mu‘temed’i, Kâdî Abdülcebbâr’ın el-Umed’i, İbnü’l-Hâcib’in Muhtasaru’l-Müntehâ’sı da eserin temel kaynakları arasındadır. Muhakkik, Mu‘temed’den sonra Zeydî-Mu‘tezilî yönelimin en önemli yapıtlarından biri olarak Minhâc’ı takdim eder. Mâhizi, müellifin eserde iki telif yöntemi kullandığını ileri sürmektedir. Birincisi örnekler dolayısıyla fakihler, diğeri ise kavramlar dolayısıyla mütekellimîn yöntemidir. Eserin dikkat çekici yanlarından birinin Aristotales ve Eflâtun’a atıfta bulunması olduğu söylenebilir. Onun fıkha dair Kitabü’l-ezhâr’ı Zeydî fıkhının en kapsamlı ve en meşhur örneklerindendir. Esere onlarca şerh ve ta’lik yapılmıştır. Kitâbu’t-Tahâre’den başlayan ve klasik fıkıh kitaplarının tasnifine uyan kitap, çok da muhtasar olmayan bir fıkıh kitabıdır. Sünnî dünyada meşhûr olan Muhtâr ve Hidâye tarzında kaleme alınmış, muhtasar ifadeli, çoğu ibaresi şerhe muhtaç bir metin kitabıdır. Zaten müellifin esere yaptığı iki şerh olan el-Gaysü’l-Midrâr ve el-Bahru’z-Zehhâr’dan eserin şerhe ihtiyaç duyduğu anlaşılır. Eser, Zeydîlerce aşılamaz kabul edildiği iddialarından dolayı eleştirilere maruz kalmıştır. Şevkânî es-Seylü’l-Cerrâr’ında, müellifin pek çok görüşünü eleştirerek, eseri şerh etmiştir. Eserin aşılamaz görüldüğü iddiasını es-Seylü’l-Cerrâr’ın muhakkiki ileri sürmüştür. Eserin el-Gaysü’l-Midrâr, el-Bahru’z-Zehhâr , es-Seylü’l-Cerrâr ve Dav’u’n-Nehâr isimli şerhleri yanında daha pek çok şerhi bulunmaktadır. İbnü’l-Murtazâ’nın pek çok eseri el-Bahru’z-Zehhâr isimli altı cilt halinde basılan eserinin birinci cildinde şu kitapları vardır: el-Milel ve’n-nihal, Kitâbü’l-kalâid fî tashîhi’l-akâid, Kitâbu riyâzati’l-efhâm fî latîfi’l-kelâm, Kitâbu mi‘yâri’l-ukûl fî ‘ilmi’l-usûl, el-Cevâhir ve’d-dürar ve Kitâbu’l-intikâd li’l-âyâti’l-mu‘tebera li’l-ictihâd. Eserin II. cildi Ezhâr’ın şerhinin başladığı bir fıkıh kitabıdır. Kitâbu’t-Tahâre’ten başlayan bu kitap VI. Cildin sonunda Kitâbü’s-Siyer ile biter. Bu cildin sonunda Kitâbü’d-dürrati’l-münîra fi’l-ğarîbi min fıkhi’s-sîra kitabı da bulunmaktadır.

Öne Çıkan Eserleri

  • Minhâcu’l-Vusûl ilâ Mi‘yâri’l-‘Ukûl fî ‘İlmi’l-Usûl: thk. Ahmed Ali Mutahhar el-Mâhizî, Dâru’l-Hikmeti’l-Yemâniyye, San‘â 1992.
  • Kitâbu’l-Ezhâr fî Fıkhi’l-Eimmeti’l-Athâr: [y.y.] 1972.
  • ‘Uyûnu’l-Ezhâr: nşr. Sâdık Mûsâ, Beyrut 1975.
  • el-Bahru’z-Zehhâr el-Câmi‘u li Mezâhibi ‘Ulemâi’l-Emsâr: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût 2001.
  • Kitabu Mi‘yâri’l-‘Ukûl fî ‘İlmi’l-Usûl: tlk. Muhammed Muhammed Tâmir, el-Bahru’z-Zehhâr el-Câmi‘u li Mezâhibi ‘Ulemâi’l-Emsâr içinde, Dâru’l-Kutubi’l-‘İlmiyye, Beyrut 2001.
  • el-Milel ve’n-Nihal: tlk. Muhammed Muhammed Tâmir, el-Bahru’z-Zehhâr el-Câmi‘u li Mezâhibi ‘Ulemâi’l-Emsâr içinde, Dâru’l-Kutubi’l-‘İlmiyye, Beyrut 2001.
  • el-Munye ve’l-Emel fî Şerhi’l-Mileli ve’n-Nihal: thk. Muhammed Cevâr Meşkûr, Dâru’n-Nedâ, Beyrut 1990.
  • Kitâbu Tabakâti’l-Mu‘tezile: nşr. Susanna Diwald-Wilzer, Dâru’l-Fikr, Beyrut 1988
  • Hayâtu'l-Kulûb fi İhyâ-i İbâdeti Allâmi'l-Ğuyûb: Müessesetu Zeyd b. Ali es-Sekâfiyye, San'a 1424/2003.
  • Tekmiletu'l-Ahkâm ve't-Tasfiyetu min Bevâtini'l-Âsâm, Müessesetu Zeyd b. Ali es-Sekâfiyye, San'a 1422/2002. 
  • İbnü’l-Murtazâ, Minhâcu’l-Vusûl ilâ Mi‘yâri’l-‘Ukûl fî ‘İlmi’l-Usûl, thk. Ahmed Ali Mutahhar el-Mâhizî, Dâru’l-Hikmeti’l-Yemâniyye, San‘â 1992
  • Ebû’l-Hasan Abdullah İbn Miftâh, el-Munteze‘u’l-Muhtâr mine’l-Ğaysi’l-Midrâr (Şerhu’l-Ezhâr), Mektebetu’t-Turâsi’l-İslâmî, Sa’de 2003.
  • Muhammed b. Ali b. Yunus İbn Fend, Meâsiru’l-Ebrâr fî Tafsîli Mucmelâti Cevâhiri’l-Ahbâr, thk. Abdusselam Abbas el-el-Vecîh, Halid Kâsım Muhammed, Muessesetu’l-İmam Zeyd b. Ali es-Sekâfiyye, San‘â 2002.
  • İbrâhim b. Kasım Mueyyed Billâh, Tabakâtu’z-Zeydiyyeti’l-Kubrâ, thk. Abdusselam b. Abbas el-Vecîh, Muessesetu’l-İmam Zeyd b. Ali es-Sekâfiyye, Amman 2001.
  • Muhammed b. Ali Şevkânî, el-Bedru’t-Tâli‘ bi Mehâsini min Bed‘i’l-Karni’s-Sâbi‘, Dâru’l-Kutubi’l-‘İlmiyye, Beyrut 1998.
  • Carl Brockelmann, Târîhul-Edebi’l-‘Arabî, trc. Muhammed Fehmi Hicâzî, el-Hey’etu’l-Mısriyyetu’l-‘Âmme li’l-Kuttâb, Mısır 1995.
  • Abdusselam b. Abbas el-Vecîh, A‘lâmu’l-Muellifîne’z-Zeydiyye, Müessesetu’l-İmam Zeyd b. Ali es-Sekâfiyye, Amman 1999.
  • Abdullah Muhammed el-Habeşî, Masdaru’l-Fikri’l-İslâmî fi’l-Yemen, Beyrut 1988.
  • Ahmed Mahmut Subhi, ez-Zeydiyye fî ‘İlmi’l-Kelâm, ez-Zehrâ li’l-A‘lâmi’l-‘Arabî, [y.y.] 1984.
  • Muhammed el-Hâc Hasan el-Kemâlî, el-İmâmü’l-Mehdî Ahmed b. Yahyâ el-Murtazâ ve Eseruhû fi’l-Fikri’l-İslâmî, San‘a 1991.
  • Mustafa Öz, “İbnü’l-Murtazâ”, DİA, c. 21 (2000), s. 141-143.
  • Fatih Yücel, “Zeydiyye (Fıkıh)”, DİA, c. 44 (2013), s. 331-338.
  • Fatih Yücel, “Usûl Yazım Yöntemi Açısından Hicrî VIII.-X. asra ait Zeydî ve Hanefî Literatürü”, TALİD, sy. 11/22 (2013), s. 305-339
  • Fatih Yücel, “Zeyd’i Usûl-i Fıkıh Literatürü”, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy. 33 (2019), s. 597-623.

Atıf Bilgisi

İbnü’l-Murtazâ. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/ibnul-murtaza/4982