Kâdî ‘Abdülvehhâb

(ö. 422/1031)
Irâk Mâlikî fakîhi, edîb, şâir
- A +

Hayatı

7 Şevval 362’de Bağdat’ta dünyaya gelen Kâdî Abdülvehhâb, Bağdat-Rakka arasındaki Rahbe şehrini kuran Abbâsî Emîri Mâlik b. Tavk’ın (ö. 260/874) soyundan tanınmış bir ailedendir. Onun edebi ve ilmi şahsiyetinin oluşmasında ailesinin çok büyük etkisi vardır. Irâk Mâlikî Mezhebî’nin önde gelen isimlerinden olan Ebû Bekir el-Ebherî (ö. 375/986), Ebû Bekir el-Bâkıllânî (ö. 403/1013), İbnü’l-Cellâb (ö. 378/988), İbnü’l-Kassâr (ö. 397/1007), Hüseyin b. Muhammed ed-Dekkâk el-Askerî, İbn Şâzân el-Bağdâdî ve Ebû Hafs İbn Şâhîn gibi âlimlerden eğitim almıştır. Kaynaklarda kendisinden fakîh, şâir ve edebiyatçı olarak bahsedilen Kâdî Abdülvehhâb, yargı alanında da faaliyetlerde bulunmuş, Irak bölgesindeki Bâderâyâ ve Bâküsâyâ ile Siirt (İs‘ird) ve Dînever şehirlerinde kadılık yapmıştır. Ömrünün sonuna doğru ekonomik nedenlerle Kahire’ye göç etmiştir. Kâhire’de Mâlikî kadılığı yapan Abdülvehhâb, buradan Mağrib ve Endülüs’e gitmeyi istese de buna muvaffak olamamıştır.

Kâdî Abdülvehhâb, Irak ve Mısır’daki kadılıkları sırasında eğitim ve öğretimle meşgul olup pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Bunlar arasında İbn Amrûs el-Bağdâdî, Abdülhak b. Hârûn es-Sıkıllî, Ebü’l-Fazl Müslim b. Ali ed-Dımaşkî, İbnü’ş-Şemmâh el-Gâfikî, Hatîb el-Bağdâdî ve Ebû İshak eş-Şîrâzî gibi âlimler ve daha birçok Endülüs’lü ve diğer Mâlikî ulemâ bulunmaktadır. Kâdî Abdülvehhâb, Şâban 422/Ağustos 1031 tarihinde Kahire’de vefat etmiş ve Karâfetüssuğrâ Kabristanı’nda İmam Şâfiî, İbnü’l-Kâsım ve Eşheb el-Kaysî’nin mezarlarına yakın bir yere gömülmüştür.

Öğretisi

Fıkıh ve Fıkıh Usûlü

Kâdî Abdülvehhâb, eserleri ve görüşleriyle Mâlikî mezhebinin usûl ve fürûunun gelişmesine büyük katkıda bulunan müctehid imamlardandır. Kendisinin mezhepte müçtehîd olduğu ifade edilmektedir. Kâdı İsmâil ile başlayıp Ebherî ile devam eden Irâk Mâlikî Ekolü’nün son temsilcisidir. Hatîb el-Bağdâdî, ondan daha fakih bir Mâlikî âlimiyle karşılaşmadığını belirtirken Bâkıllânî de talebelerinden Ebû İmrân el-Fâsî ile Abdülvehhâb’ın bir araya gelmeleri halinde İmam Mâlik’in ilminin toplanmış olacağını söyler. Kâdî Abdülvehhâb’ın rivayet ve görüşleri mezhep içerisinde büyük bir öneme sahip olup kendi eserleri yanında Mâlikî kaynaklarında ve özellikle Karâfî’nin ez-Zahîre’sinde geniş şekilde iktibas edilmiştir. Mâlikî doktrinini Ebû Bekir el-Bâkıllânî ve İbnü’l-Kassâr gibi fakih ve usulcülerden alan Kâdî Abdülvehhâb bunu İbn Rüşd, Bâcî, Karâfî gibi sonraki âlimlere ulaştırmada vasıta olmuştur.

Fâtımîler’in siyaset icabı Mısır’da Hanefî ve Mâlikî mezhepleri yerine kadılık görevini Şâfiî mezhebi mensuplarına vermeleri sebebiyle zayıflayan Mâlikî mezhebinin burada tekrar güçlenmesi onun sayesinde olmuştur. “İki Muhammed (İbn Sahnûn ile İbnü’l-Mevvâz), iki şeyh (İbn Ebû Zeyd ile Ebû Bekir el-Ebherî) ve iki kadı (Kâdî Abdülvehhâb ile İbnü’l-Kassâr) olmasaydı Mâlikî mezhebi ortadan kalkardı” sözü de onun genel olarak Mâlikî mezhebinin özelde ise Irâk Mâlikî Ekolü’nün gelişimindeki rolüne işaret etmektedir.

Kâdî Abdülvehhâb hocaları Ebherî, Bâkıllânî, İbnü’l-Kassâr ve İbnü’l-Cellâb ile birlikte, mezhep içindeki Mısır ve Kuzey Afrika ekollerinden farklı olarak diğer mezheplerin görüş ve metotlarını dikkate alma ve bilme, karşılıklı olarak görüşlerin değerlendirilmesi, hilâf, cedel, kıyas,  re’y ve farazî fıkha önem vermeyle ön planda olan Irak Ekolü’nün son büyük temsilcisidir. Kâdî Abdülvehhâb’ın Mısır’a göçmesiyle birlikte Irâk Mâlikî Ekol’ünün son halkası da kopmuş ve h. V. asrın sonlarına doğru bu ekolün varlığı silinmiş ve tedris halkası yok olmuştur.

Döneminin tüm ilimleriyle ilgilenen Kâdî Abdülvehhâb özellikle fıkıh alanında mezheb, hilâf ve usûl konularında eserler kaleme almıştır. Kendinden önceki birikimi kayıt altına alan Ebû Zeyd el-Kayravânî’nin er-Risâle ve Muhtasaru’l-Müdevvene’si üzerine şerh yazmıştır. Onun mezhebe dair yazdığı ve mezhep içi tercihlerinin bulunduğu en meşhur eseri et-Telkîn’dir. Irâk Mâlikî muhtasar literatüründe ikinci eser niteliğindedir. Bütün Mâlikî çevrelerin kendisine itibar ettiği temel beş eserden biri olarak kabul edildiği ifade edilmektedir. Eser mezhep içinde kazandığı şöhretten dolayı birçok şerh çalışmasına konu edilmiştir. Kâdî Abdülvehhâb ile birlikte Irâk’ta İbn Abdülhakem’in rivayetleri yerine el-Müdevvene’nin tercihleri esas alınmaya başlanmıştır.

Kâdî Abdülvehhâb hocası Kâdı İsmâil’in başlattığı hilâf geleneğini devam ettirmiş, hocası İbnü’l-Kassâr’ın hilâf alanında meşhur olan Uyûnü’l-edille’sini şerh etmiş ayrıca iki tane hilâf türü eser kaleme almıştır. Söz konusu eserlerden biri olan el-İşrâf ‘alâ nüketi mesâili’l-hilâf isimli eseri hilâf fıkhına dair yazılmış en meşhur eserdir. Müellif burada klasik fıkıh sistematiğine uyan bir başlıklandırma yapmış taharet ile başlayıp mîrâs ile bitirmiştir. Ele aldığı konuları ilmî bir metod ve mezhepte meşhur olan görüşler çerçevesinde işlemiştir. İmâm Mâlik’den gelen farklı rivâyetleri de vermiş ve söz konusu rivâyetler arasında tercihte bulunmuştur. Mâlik’in görüşünü bulamadığı yerlerde onun öğrencileri veya kendi hocalarının görüşlerini nakletmiştir. Konu hakkında mezhep dışında ihtilâflar varsa ona işaret etmiştir. Eserden Mâlikî çevrelerce çok fazla nakiller yapılmıştır. Karafî ez-Zehîrâ’da Bâcî el-Müntekâ’da ve özellikle Halîl’in Muhtasâr’ına müteahhir Mâlikî ulemasının yaptığı şerhlerde bu eserden nakiller yapılmıştır.

Kâdî Abdülvehhâb’ın ilgi alanlarından birisi de fıkıh usûlüdür. Bu sahada el-İfâde isimli kapsamlı bir eser telif etmiş daha sonra bu eseri et-Telhîs adıyla ihtisâr etmiştir. Kaynaklarda nakledilen el-Mukaddimât fi’l-usûl’ün ise et-Telkîn için yazılmış giriş niteliğinde bir çalışma olduğu ifade edilmektedir. Irâk Mâlikî ekolü usûl ilmi açısından mezhep içinde öncü ekol olmuş, bu bağlamda Kâdî Abdülvehhâb’dan önce de usûl eserleri verilmiştir. Ancak Kâdî Abdülvehhâb ile birlikte ondan sonra gelen fıkıh usulü çalışmalarının kaynağını onun eserleri oluşturmuştur. Dolayısıyla fıkıh usûlü açısından genel olarak mezhebin temel usûl eserlerinin Kâdî Abdülvehhâb’ın telif ettikleri olduğu anlaşılmaktadır. Ancak onun usûle dair günümüze ulaşan tek eseri el-Mukaddimât olmuştur.

Diğer İlimler

Fıkıh, fıkıh usulü ve hilâf alanına dair çalışmalar yaparak Irâk Mâlikî Ekolü’nün karakteristiğini yansıtan eserler telif eden Kâdî Abdülvehhâb furûk/eşbâh ve’n-nezâir ilminin de ilk örneklerini vermiştir. Kaynaklar onun furûk alanına dair el-Cumû’ ve’l-furûk isimli bir çalışma yaptığını ancak yazdığı nüshayı kaybettiğini nakletmektedir. Ancak el-Furûk isimli iki yazma eserin günümüze ulaştığı ifade edilmektedir. Bu alanda mezhepte en meşhur isim olan Karâfî’nin Mısır Mâlikî Ekolü’nden olması ve Kâdî Abdülvehhâb’ın da söz konusu ekol üzerindeki etkileri açısından bakıldığında bu alanda öncü bir rol oynadığı söylenebilir.

Kâdî Abdülvehhâb’ın kavâid ilmine dair müstakil bir eseri olmamasına rağmen eserlerinde birçok fıkhi meselenin benzerliğinden dolayı bir ilke belirlemeye çalışması kavâid çalışmalarının başlamasına da zemin hazırladığı şeklinde yorumlanmıştır. Onun eserlerinin çok fazla meşhur olması dili iyi kullanmasıyla ilişkilendirilmiş bu özelliğinin ise mantık bilmesiyle alakalı olduğu vurgulanmıştır. Kâdî Abdülvehhâb da kendisinde bu özelliğin bulunduğunu kabul etmiş ve söz konusu niteliği kendisine kazandıran kişinin Eş’arî kelâmının öncülerinden biri olan hocası Bâkıllânî olduğunu beyan etmiştir.

Fıkıh, fıkıh usulü, mantık, hilâf ve dil alanında otorite olan Kâdî Abdülvehhâb’ın hadis alanındaki yetkinliği ise kabul edilmemiş ve zayıf bulunmuştur. Eserleri üzerine tahriç çalışması yapan araştırmacılar, onun mezhebi savunmak için kullandığı hadislerin mesnetsiz ve kaynaksız olduğuna, eserlerinde zaman zaman da zayıf hadisleri kullandığına vurgu yapmışlardır. Ancak bu durumun Kâdî İsmâil’den sonra gelen neredeyse bütün Irâk Mâlikî fakihleri için söz konusu olduğuna da işaret edilmektedir.

Öne Çıkan Eserleri

  • el-Maʿûne ʿalâ Mezhebi ʿÂlimi’l-Medîne: nşr. Hamîş Abdülhak, Mekke 1415/1995.
  • et-Telkîn fi’l-Fıkhi’l-Mâlikî: thk. Muhammed Sâlis Saîd el-Gânî, Mektebetü Nizâr Mustafa el-Bâz, Riyad 1995/1415.
  • el-Mukaddime fi’l-Usûl: nşr. Muhammed b. Hüseyin es-Süleymânî, Beyrut 1996.
  • ʿUyûnü’l-Mecâlis: nşr. Ambay b. Keybâkâh, Riyad 1421/2000.
  • el-İşrâf ʿalâ Nüketi Mesâʾili’l-Hilâf: nşr. el-Ceyb b. Tâhir, Beyrut 1420/1999.
  • Şerhu Risâleti İbn Ebî Zeyd.
  • en-Nezâʾir fi’l-Fıkh.
  • Şerhu Fusûli’l-Ahkâm ve Beyânü mâ Medâ bihi’l-ʿAmel ʿinde’l-Fukahâʾ ve’l-Hükkâm.
  • en-Nusra li-Mezhebi İmâmi Dâri’l-Hicre.
  • el-Edille fî Mesâʾili’l-Hilâf.
  • Evâʾilü’l-Edille fî Mesâʾili’l-Hilâf beyne Fukahâʾi’l-Mille.
  • er-Red ʿale’l-Müzenî.
  • el-Cevhere fi’l-Mezâhibi’l-ʿAşere.
  • el-Burûk (el-Furûk) fî Mesâʾili’l-Fıkh.
  • et-Telhîs fî Usûli’l-Fıkh (el-Mülahhas).
  • el-Mefâhir (el-Ecvibetü’l-Fâhire) fî Usûli’l-Fıkh.
  • el-Mümehhid fî Şerhi Muhtasarı Ebî Muhammed İbn Ebî Zeyd.
  • el-İfâde.                              
  • Ferhat Koca, “Kâdî Abdülvehhâb”, DİA, c. 24 (2001), s. 113-114.                                                                                   

     

       

       

       

      Atıf Bilgisi

      Kâdî ‘Abdülvehhâb . İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/kadi-abdulvehhab-/4569