- A +

İslâm kurumları arasında iç ve dış emniyeti sağlayan iki kurum vardır. Bunların ilki olan ordu teşkilatı (ceyş), daha çok dış saldırılara karşı Müslümanları korumak ve İslâm Devleti’nin hâkimiyet alanını genişletmek amacına hizmet etmiştir. İkinci kurum olan emniyet teşkilatı (şurta) ise, daha ziyade iç güvenliği sağlamak ve suçluları tespit etmek, tutuklamak ve ilgili adlî kuruma sevk etmekle görevlidir. İlk İslâm ordusu, Hz. Peygamber tarafından Medine’de oluşturulmuştur. İç güvenliğe yönelik olarak da Hz. Ömer’in gece bekçiliği (ases) görevini ihdas etmesi, emniyet teşkilatının en alt çekirdeğinin oluşumu olarak görülür. Hz. Osman döneminde Medine’de ve diğer önemli şehirlerde emniyet müdürleri (sâhibü’ş-şurta) tayin edilmiş; ancak Şurta’nın tam bir devlet kurumuna dönüşmesi, Emevî halifesi Muâviye zamanında (661-680) gerçekleşmiştir.

Hz. Peygamber’in ordu kurmadaki temel amacı adaleti tesis etmek olmuştur. Öte yandan bununla farklı milletlerin ve inançların bir arada yaşayabileceği bir toplum ve devlet tesis etmek hedeflenmiştir. İslâm toplumunda Müslüman olamayan toplumlarla ilişkiler barış temeline dayanıyordu; ancak Müslümanların hâkimiyet alanının genişleyebilmesi için ordu gücüne ihtiyaç duyuluyordu.

İslâm ordularında askerlik görevi, gönüllülük ve zorunluluk olmak üzere iki şekilde ifa ediliyordu. Hz. Peygamber döneminde çoğunlukla askerlik gönüllülük esasına dayalıydı. Savaşçılar, savaş devam ettiği süre zarfında orduya katılır, elde edilen ganimetten pay alır, savaş bitince de ailelerinin yanına dönüp sivil hayattaki işlerinin başına geçerlerdi. Hz. Peygamber, savaşa katılacak gönüllülerin isimlerini kütüklere kaydederdi. Hulefâ-i Râşidîn döneminde mesleği askerlik olan ve geçimini bu yolla sağlayan savaşçılardan kurulu ordular (cündü’l-murtazıka) meydana gelmeye başlamıştır. Hz. Ömer döneminde askere alınma işlemi daha sistemli hale getirilmiş, ganimetler dışında askerlere yıllık maaş bağlanmış ve ailelerine aylık erzak yardımında bulunulmuştur. Bu işlemlerin kaydının tutulması için de divan kurulmuştur. Bu divan, Emevîler döneminde Dîvânü’l-cünd adını almıştır.

İslâm askerî tarihinde irtizak statüsündeki düzenli ordular şu beş kuvvetten oluşmaktaydı: 1. Hilafet merkezi ve çevresinde bulunan ve doğrudan halifeye bağlı muhafız kuvveti (hassâ ordusu), 2. İleri gelen devlet adamlarının maiyetinde bulunan kuvvetler, 3. Vilayetlerde üstlenen kuvvetler, 4. Hudut garnizonlarında üstlenen kuvvetler, 5. Dış yardımcı kuvvetler. Daha çok kara ordusundan oluşan İslâm ordusunda, Akdeniz sahilleri başta olmak üzere çeşitli bölgelerde deniz kuvvetlerine de rastlanmaktaydı.

İslâm ordu teşkilatının onbaşılıktan (arîf/irâfât) ‘emîrü’l-ümerâ’lığa kadar yükselen bir hiyerarşik yapısı vardır. Ordu birlikleri çoğunlukla yayalar, atlılar, mancınık mühendisleri, neft atanlar ve gedik açanlar (nakkâb) gibi muharip sınıflardan oluşmaktadır. Bunların dışında istihbarat görevlileri, ordu memurları, sağlıkçılar, menkıbeciler, müzik grubu gibi yardımcı sınıflar bulunmaktadır.

İslâm orduları ilk dönemlerde Arap unsuruyla oluşturulmuşken, ilerleyen zamanlarda Berberî, Fars, Türk, Kürt, Çerkez, Zencî gibi çeşitli unsurlar orduya dâhil olmuştur. Araplardan sonra İslâm’ın sancaktarlığını yapan halklar olarak, genellikle Türkler ve Berberîler anılagelmiştir.

İslâm tarihinde askerî kuvvetler, yer yer siyasî bir güç haline gelebilmiştir. Zira birçok bölge valisinin asker kökenli olduğu görülür. İslâm tarihinde birçok yeni hanedanlığın ortaya çıkması, eyalet valiliği yapan kudretli komutanların bağımsızlığını ilan etmeleriyle mümkün olmuştur.

İslâm dünyasında cereyan eden savaşlar, Müslümanlar arasında çeşitli teknik bilgilerin gelişmesine de vesile olmuştur. Düşmana karşı zafer elde edebilmek için savaş araç gereçleri, savunma ve hücum teknikleri geliştirilmiştir. Savaş stratejileri, hukuku, âdâbı ve ahlâkı ile ilgili kayda değer bir literatür oluşmuştur.

İslâm tarihinde emniyet teşkilatını temsil eden şurta, ordudan ayrı bir teşkilat olarak varlığını sürdürmüştür. Daha çok iç güvenliği sağlayan bu teşkilat, adlî kurumlar olan mahkeme ve hisbe ile, ayrıca berîd (posta) teşkilatıyla çalışmalarını sıkı ilişki içerisinde yürütmüştür. Şehirde asayişi sağlamak, şehre giriş-çıkışları kontrol etmek, suçluları tespit etmek ve ifadelerini almak, hapishanelerin idaresini yürütmek, hükmedilen cezaları infaz etmek gibi görevler şurta teşkilatının uhdesinde bulunmuştur. Daha çok devlet merkezinde etkin olan bu teşkilat, geniş bir kadrodan oluşmaktaydı. 

  • Mustafa Zeki Terzi, “Ordu Teşkilatı”, İslâm Kurumları Tarihi El Kitabı, ed. Eyüp Baş, Grafiker Yayınları, Ankara 2013, s. 153-184.
  • Metin Yılmaz, “Şurta, Hares, Ases/İç Güvenlik”, İslâm Kurumları Tarihi El Kitabı, ed. Eyüp Baş, Grafiker Yayınları, Ankara 2013, s. 185-206.
  • Fahrimüdebbir Mübarekşâh, Âdâbü’l-Harb ve’ş-Şecâ‘a, haz. A. S. Hânsarî, Şirket-i İkbal, Tahran 1346 hş.
  • Muhammed b. Menkelî, el-Edilletü’r-Resmiyye fi’t-Te‘âbi’l-Harbiyye, thk. Mahmud Ş. Hattâb, Matbaatü’l-Mecma‘i’l-İlmiyyi’l-Irâkî, Irak 1988.
  • İbn Hüzeyl, Tuhfetü’l-Enfüs ve Şi‘âru Sükkâni’l-Endelüs, thk. A. A. Nebhan, M. F. S. Zagl, Merkezü Zâyid, el-Ayn 2004.
  • Ömer b. İbrâhim el-Ensârî, A Muslim Manual of War: Tefrîcü’l-Kurûb fî Tedbîri’l-Hurûb, thk. ve çev. George T. Scanlon, The American University, Kahire 1961.
  • Abdullah Reşid, İslâm’da Ordu ve Komutan, çev. E. Günenç ve S. Emre. Şûle Yayınları, İstanbul 1996.
  • Mecid Hadduri, İslâm Hukukunda Savaş ve Barış, Yöneliş Yayınları, İstanbul 1999.
  • Fuat Sezgin, İslâm’da Bilim ve Teknik, çev. A. Aliy, E. Neubauer, İstanbul 2008, c. 4, s. 91-138.
  • Mustafa Zeki Terzi, Peygamber ve Hulefâ-i Râşidîn Döneminde Askerî Teşkilat, Siyer Yayınları, İstanbul 2017.
  • Metin Yılmaz, Erken Dönem İslam Tarihinde Polis Teşkilatı, Polis Akademisi, Ankara 2016.

Atıf Bilgisi

Ordu ve Emniyet Teşkilatı. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/ordu-ve-emniyet-teskilati/3644