Şehrezûr (Şehrizor)
Günümüzde Kuzey Irak’ta Cibâl bölgesinde verimli bir ova için kullanılan Şehrezûr, tarihte farklı yerleşim yerlerini içine alan bir bölgeye karşılık gelmektedir. Şehrizor, Şehrizol, Şehrezûl ve Şehrüzûr şeklinde farklı telaffuzları bulunan bölge, “Zûr’un şehri” anlamına gelen ismini onu inşa ettiği kabul edilen Zûr b. Dahhâk’tan almaktadır. Başka bir iddiaya göre bölgenin adı “kral ormanı” anlamında şâh (kral) ve rezûr (orman) kelimelerinden oluşmaktadır. Avraman dağ silsilesinin batı tarafında bulunan ova güneydoğudan İran’ın Avramânıluhn yöresine, güneybatıdan Derbendihan’a, batıdan Süleymaniye topraklarına dayanır. Müslüman coğrafyacılar Erbil ile Hemedan arasında kalan, içinde üç şehirle köylerin yer aldığı bölgenin aynı adı taşıyan merkez şehrinin, Şîz şehrine giden yolun orta kısmında, Şa‘rân ve Zalm dağlarının yakınında kaldığı için Nîmrâh (Nîmezrâh, Nîmezrây) olarak da isimlendirildiğini söyler.
Asurlular’dan sonra Bâbil, Pers, Makedon, Part ve Sâsânîler’in hâkimiyetinde kalan Şehrezûr ve çevresi Hz. Ömer zamanında Utbe b. Ferkad tarafından İslâm topraklarına katıldı. Hârûnürreşîd’in hilâfetinin sonlarına kadar Musul’a bağlı kaldı. Ardından Dâmegân ve Dârâbâd’la birlikte müstakil vilâyet haline getirildi. Emevîler, Abbâsîler, Hamdânîler ve Ukaylîler’in hâkimiyetinde kalan Şehrezûr, Selçuklular bölgeye geldiğinde Annâzîler’in elindeydi. Kendisine itaat arzeden Annâzîler’i yeniden iskân eden Tuğrul Bey Sîrvân, Dakûkâ ve Şehrizor’un idaresini Mühelhil’e verdi. Salgurlu Türkmenleri’nden Karâbeli bir süre bölgeye hâkim oldu. Daha sonra Selçuklular’a bağlı Kıpçak Beyi Arslantaş, Şehrezûr yöresini ondan alarak Şehrezûr Kalesi’ni kendisine merkez edindi. Selçuklu döneminde başta Şehrezûr ve Kerkük olmak üzere bölgeye yoğun bir Türkmen akını oldu.
1130 yılında kurulan Şehrezûr Kıpçak Emirliği, 1140’ta Musul Atabegi İmâdüddin Zengî’nin bölgeye hâkim olmasıyla sona erdi. 581-582/1185-1186 yıllarında Şehrezûr yöresini ele geçiren Selâhaddîn-i Eyyûbî, Şehrezûr ve Karabeli derbendini Ali Küçük’ün oğlu Erbil Atabegi Muzafferüddin Kökböri’ye iktâ etti (586/1190). Kökböri’nin ölümünün (630/1233) ardından yeniden Abbâsîler’in hâkimiyetine giren Şehrezûr 643/1245 yılında Moğol istilâsına uğradı ve 1258’de İlhanlılar’ın idaresine geçti. Bu dönemde Moğollar’dan kaçan çok sayıda Türkmen ailesi Kuzey Irak’a ve özellikle Kerkük ve Şehrezûr bölgesine gelerek yerleşti. Şehrezûr daha sonraki dönemde Celâyirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Safevîler’in yönetiminde kaldı. XIII ilâ XV. yüzyıllar arasında bölgede yaşanan şiddetli deprem, Moğol istilası ve veba salgınları büyük nüfus kaybına yol açtı ve şehir zamanla bir yerleşim merkezi olmaktan çıktı.
Osmanlılar bölgeye ulaştığında Safevî egemenliğini tanıyan ve Zalm Kalesi’nde oturan Ardilân (Erdelân) Emîri Bige Bey tarafından yönetilmekte olan Şehrezûr yöresi, Kanûnî Sultan Süleyman’ın Irakeyn Seferi sırasında Osmanlı idaresi altına girdi (941/1535). Osmanlı-İran mücadelesi sürecinde bölge, birkaç defa İran’ın eline geçtiyse de I. Dünya Savaşı sonrasına kadar genellikle Osmanlı idaresinde kaldı. Osmanlılar döneminde Şehrezûr bölgesi çeşitli tarihlerde sınırları değişen bir eyalet haline getirildi. Eyalet XVII. yüzyılın ortalarına kadar Zalm Kalesi ve Kânûnî Sultan Süleyman tarafından inşa ettirilen Gülanber Kalesi’nden yönetildi. XVII. yüzyılın ilk yarısında Şehrizor yirmi sancaklı bir eyalet olup, bunların altısında sancak beyi bulunuyor, diğerleri yurtluk-ocaklık şeklinde idare ediliyordu. 1850’li yıllarda Şehrizor sancağı kuzeyden Musul ve Hakkâri eyaletleri, batıdan Dicle nehri, güneyden Bağdat eyaleti, doğudan İran ile çevriliydi. Bu dönemde merkez sancak Kerkük ve Erbil kazaları, eyalet ise Köysancak, Süleymâniye, Revânduz ve Harîr sancaklarından oluşuyordu. Şehrizor eyaleti 1851’de sancağa çevrilerek Bağdat eyaletine, 1878’de Musul vilâyetine bağlandı. Osmanlı Devleti’nin elinden çıkıncaya kadar bu statüsü devam etti.
Şehrezûr bölgesi 1920’den sonra Irak’a dâhil edildi. 1980’lerde cereyan eden Irak-İran Savaşı’nda Halepçe başta olmak üzere bölge olumsuz yönde etkilendi. Günümüzde Kuzey Irak’ın Süleymaniye muhafazasının sınırları içinde kalan Şehrezûr yöresi, Halepçe Ovası’na karşılık gelmektedir. Bölge halkının çoğu Kürtlerden ve bir bölümü Türkmenlerden oluşmaktadır.
Şehrezûrî nisbesiyle tanınmış çok sayıda fakih, muhaddis, kıraat âlimi ve müfessir bulunmaktadır. Bölge Benî Şehrezûrî ve Benî Asrûn ailelerine mensup fakih ve kadılarıyla meşhur olmuştur. Şehrezûr’a nisbet edilen ünlü kişiler arasında şu isimler zikredilebilir: Kıraat âlimi Mübârek b. Hasan (ö. 550/1156), hadis âlimi ve fakih İbnü’s-Salâh (ö. 643/1245), İşrâkî felsefe ekolünün önde gelen filozof ve yorumcusu, felsefe tarihçisi Şemseddin Muhammed b. Mahmûd (ö. 687/1288’den sonra), Molla Gürânî (ö. 893/1488), Nakşibendiyye tarikatının Hâlidiyye kolunun kurucusu Hâlid el-Bağdâdî (ö. 1242/1827), Osmanlılar tarafından dinî eğitim vermek üzere Güney Afrika’ya gönderilen Ebû Bekir Efendi (ö. 1297/1880).
- Ahmet Gündüz, “Şehrizor”, DİA, c. 38 (2010), s. 473-475.
- V. Minorsky, C. E. Bosworth, “S̲h̲ahrazûr”, EI², c. 9, s. 218-219.
- Yâkût el-Hamevî, Mu‘cemü’l-Büldân, Dârus’s-Sâdır, Beyrut 1977, c. 3, s. 375-376.
- Mehmed Hurşid Paşa, Seyahatnâme-i Hudûd, haz. Alaattin Eser, Simurg Yayınları, İstanbul 1997.
- Cladius James Rich, Narrative of a Residence in Koordistan, London 1836 (Cambridge, London 2014).
- Sâdık Cevde, el-Kudâtü’ş-Şehrezûriyyûn, Amman 1986.