- A +

Arap yarımadasının en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Kızıldeniz’den 170 km içeride ve 2200 m yükseklikte kurulan şehrin adı muhtemelen Sebe dilinde “iyi korunmuş” anlamına gelir. Etrafının Serât, Nukum, Ayban gibi dağlarla ve Nahdeyn tepeleriyle çevrilmiş olması da bu tanımlamayı doğrulamaktadır. İslâm kaynaklarında eski adının Ezâl olduğu söylenir ve kuruluşu Hz. Nûh’un oğlu Sâm’a dayandırılır. Şehir Dımaşk yakınlarında aynı adı taşıyan köyle (San‘âü’ş-Şâm) karışmaması ve özellikle San‘ânî nisbesiyle bilinen kişilerin ayırt edilmesi söz konusu olduğunda San‘âü’l-Yemen şeklinde de kullanılır.

Yemen’de kurulan Sebe, Himyerî ve diğer devletlerin başlıca şehirlerinden biri ve en önemli ticaret merkezi olan San‘a, Çin ve Hindistan’dan gemilerle Aden’e getirilen malların kara yoluyla yarımadanın kuzeyine ve oradan Avrupa’ya taşınmasında önemli rol oynamaktaydı. Şehir, Yahudiliği benimseyen Himyerî hükümdarı Zûnüvâs’ın Hıristiyanlara acımasız işkenceler yapması üzerine yardıma gelen Habeş ordusu tarafından ele geçirildi (525) ve elli yıl kadar süren Habeş hâkimiyeti döneminde Yemen valileri burada oturdu.

Elli yıl kadar Yemen’de kalan Sâsânîler’in son valisi Bâzân, Medine’ye gönderdiği iki elçisinin Hz. Peygamber’den getirdiği mesaj doğrultusunda İslâm’ı kabul etti ve o sırada Kisrâ II. Hüsrev Pervîz’in de öldürülmüş olması üzerine Yemen’in ilk Müslüman valisi oldu. Konağının bahçesine de bugün Câmiu’l-kebîr adıyla bilinen caminin bulunduğu yerde bir mescid yaptırdı. Bâzân’ın ölümünden (10/632) sonra Resûl-i Ekrem yerine oğlu Şehr b. Bâzân’ı görevlendirdi. Ancak peygamberlik iddiasıyla ayaklanan Esved el-Ansî onu öldürerek yönetimi ele geçirdi. Resûlullah, Vebr b. Yuhannis ile Fîrûz ed-Deylemî’yi Yemenli liderlere göndererek Esved el-Ansî’yi ortadan kaldırttı (11/632). Hemen ardından Kays b. Mekşûh el-Murâdî’nin başlattığı isyanı da Hz. Ebû Bekir’in San‘a’ya vali tayin ettiği Fîrûz ed-Deylemî bastırdı. 233’te (847) Mütevekkil-Alellah’ın San‘a valisi Himyer b. Hâris, bölgede bir süredir Abbâsîler’e karşı mücadele veren Ya‘fur (Yu‘fir) b. Abdurrahman el-Himyerî’nin karşısında yenilince San‘a’da 387 (997) yılına kadar sürecek olan Ya‘furî hâkimiyeti başladı. Son Ya‘furî emîri Abdullah b. Kahtân (955-997) hutbeleri Fâtımî halifesi adına okutmaya başladı. 439’da (1047) bölgedeki Fâtımî davetinin etkisinde kalan Ali b. Muhammed es-Suleyhî, San‘a’da Suleyhîler hânedanını kurdu; şehir 481 (1088) yılında yönetim merkezinin Zûcible’ye taşınmasına kadar başşehir olarak kaldı. Suleyhî Emîri Sebe b. Ahmed’in ölümünden sonra Hâtim b. Gaşîm el-Mugallisî, San‘a ve civarını ele geçirip kendini sultan ilân ederek Hemdânîler hânedanını kurdu (492/1098). Son Hemdânî sultanı Ali b. Hâtim döneminde Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin kardeşi Turan Şah, San‘a’ya girerek Hemdânî saltanatına son verdi (570/ 1174). Şehir 595 (1198) ve 611 (1214) yıllarında bir süre Zeydî imamlarından Abdullah b. Hamza el-Mansûr-Billâh’ın eline geçti. Yemen Eyyûbîleri’nin son hükümdarı el-Melikü’l-Mes‘ûd Selâhaddin Yûsuf’un Mekke’ye vali tayin ettiği Nûreddin Ömer b. Ali er-Resûlî’nin onun ölümünden sonra Tihâme, San‘a ve Taiz’i idaresi altına alması (626/1229) ve birkaç yıl sonra bağımsızlığını ilân etmesiyle (632/1235) Resûlî hâkimiyeti başladı. San‘a, Resûlîler (1229-1454) ve halefleri Tâhirîler (1454-1517) döneminde birçok defa Zeydîler’le el değiştirdi.

San’a Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı almasıyla Osmanlı hâkimiyetine girmiş sayıldı (1517). Ancak şehrin fiilen Osmanlı topraklarına katılması, Kanûnî Sultan Süleyman zamanında Yemen Valisi Ferhad Paşa’ya bağlı kumandanlardan Özdemir Paşa tarafından gerçekleştirildi (953/1546). San‘a, Osmanlı Devleti’nin Yemen hâkimiyeti süresince Yemen vilâyetinin merkez sancağı oldu. Ancak 973’te (1565) Yemen, San‘a ve Yemen adlarıyla iki beylerbeyliğe ayrıldı. İki yıl sonra bölgede isyanlar çıktı ve İmam Mutahhar, San‘a’yı ele geçirdi. Koca Sinan Paşa’nın Yemen Seferi sırasında 977’de (1569) yeniden Osmanlı yönetimine girdi. Kısa aralıklar hariç 1918 yılına kadar 300 yıldan fazla bir süre Osmanlılara bağlı kalan San‘a, 1962’de Zeydî imamlarının hâkimiyetini sona erdiren Yemen Cumhuriyeti’nin, bu devletin ikiye ayrılmasından sonra Yemen Arap Cumhuriyeti’nin ve tekrar birleşmesinden (1990) sonra da yeni kurulan Yemen Cumhuriyeti’nin başşehri oldu.

XIX. yüzyılın ortalarında surlarla çevrili olan San‘a’da 5000 hâne nüfus (20.000 civarı), elli cami, on hamam, büyük bir çarşı, çok katlı kâgir kule-evler, hanlar, bir askerî hastane ve sur dışında kışlalar bulunuyor, aynı zamanda şehir özellikle ticaretin yanında ipek ve pamuk dokuma tezgâhları ile önemli bir sanayi merkezi sayılıyordu; demiryoluyla da komşu şehirlere bağlanmıştı. Günümüzde şehrin sur içindeki kısmı birbirinden farklı iki büyük semt halindedir. Doğuda karmaşık yapılı Rap şehri, batıda bahçeler içinde gevşek dokulu Türk şehri görünümü hâkimdir. Yahudi mahalleleri de Osmanlı memurları için kurulan batı bölümündedir. Hemen bütün Arap şehirlerinde olduğu gibi San‘a’nın doğu kesiminde de günlük yaşam ve ticarî etkinlikler Câmiu’l-kebîr çevresinde gelişmiştir. 2004 yılı sayımında nüfusu 1.747.627 olan şehirde açılan üniversite ve diğer modern kuruluşlar nüfusun hızlı artışına sebep olmaktadır.

  • Mustafa L. Bilge, “San‘a”, DİA, c. 36  (2009), s. 88-90.

Atıf Bilgisi

San'a. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/mekanlar/sana/244