- A +

Günümüzde İrân sınırları içerisinde bulunan tarihî şehirlerdendir. Ortaçağ’da Horasan’ın dört büyük şehrinden (Nîşâbûr, Merv, Herât, Belh) biri olduğu kaydedilir. Şehrin adı, İslâm tarihinin ilk dönemlerinde “Bulutlu şehir” anlamına gelen Ebreşehr (Eberşehr) ve İranşehr olarak geçmektedir. Bununla birlikte tarih boyunca birçok ismin kullanıldığı görülmektedir: Nîvehşahpûr, Nehşâpûr, Neyşâpûr, Nevşâhpûr, Şâpûr Hâst (Hôst), Dendî Şâpûr, Nîvşâhpûher, Binâşâhpûr, Nîsâfûr (Neysâfûr), Nîsâver (Neysâver), Nebsâbur, Bîşâbûr, Nîsâyâ (Neysâyâ), Nesâyâ, Nikehfûr (Neykehfûr) ve Niu-Şâpûh. Tüm bu isimlerin yanında bugünkü şehrin ismi, Farsça’da Nîşâpûr ve Arapça’da ise Nîsâbûr ve Neysâbûr olarak zikredilmektedir. Nîşâbûr kelimesinin kökeni, Pehlevîce’de “yeni ve güzel Şâpûr” anlamına gelen “nev-Şâpûr” kelimesine bağlanmaktadır.

Nîşâbûr, Binâlûd Dağının güneybatısında, denizden 1210 m yükseklikte ve Tahran’ı Meşhed’e bağlayan yol üzerindedir. Orta Asya ve Hindistan’ı İran üzerinden batıya ve İran Körfezi’ni Hârezm üzerinden Volga boylarına bağlayan tarihî doğu-batı ve güney-kuzey ticaret yolları üzerinde kurulmuştur (Özgüdenli 2010: 149). Nîşâbûr’a bağlı pek çok şehir ve kasaba bulunmaktaydı. Bunlar arasında Nesâ, Beyhak, Tûs, Cüveyn, Kuhistân, İsferâyîn, Bâharz, Câcerm, Habûşân (Ustuvâ), Hâf (Hergerd), Husrevcird ve Sebzevâr gibi yerleşim yerleri sayılabilir.

Nîşâbûr’un kuruluşu ile ilgili olarak Hz. Âdem’in torunu Ânûş, Saka hükümdarı Afrasyab ve Pişdâdî hükümdarı Tahmuras merkezli rivayetler bulunmaktadır. Bununla birlikte şehrin geçmişi miladî III. yüzyıla kadar gitmektedir. Sâsânî hükümdarları I. Şâpûr (241-272) ya da II. Şâpûr’a (309-379) dayandırılmaktadır. Sâsânîler’den önceki dönemlerde şehirde yerleşimcilerin olduğu ancak bunların kimler olduğu, şehri nerede ve nasıl kurdukları konusu henüz tam olarak bilinmemektedir.

Nîşâbûr, İslâm öncesi dönemde Sâsânîler’in hâkimiyeti altında olup 651 ya da 652 yılında Müslümanlar tarafından fethedildi. Bu tarihten sonra şehirde Emevîler, Abbâsîler, Tâhirîler, Saffârîler, Sâmânîler, Gazneliler, Selçuklular, Hârezmşâhlar, Gurlular, İlhanlılar, Serbedârîler, Timurlular, Safevîler, Özbekler, Kaçarlar tarihin önemli birçok devlet ve hanedanlık hâkimiyet sürdü.

Nîşâbûr, Tâhirîler dönemine kadar geri planda kalmış bir şehirdi. Hz. Ali ve Muâviye arasındaki mücadele esnasında bir isyandan dolayı şehir kontrolden çıktı, fakat çok geçmeden Muâviye döneminde 662 yılında Basra valisi Abdullah b. Âmir tarafından hâkim olundu. Emevî ve Abbâsî idaresinin ilk dönemlerinde özellikle Merv şehrinin gerisinde kalan şehir, Tâhirîler’dan Abdullah b. Tâhir’in (830-844) idare merkezini Merv’den Nîşâbûr’a taşımasıyla asıl gelişimini gösterdi. 873 yılında şehri ele geçiren Saffârîler döneminde bu gelişim devam etti. Tâhirîler döneminde olduğu gibi Sâmânîler döneminde de Nişâbûr askerî ve idarî merkez olarak kullanıldı. Bu sayede şehir, Horasan’ın en büyük sanat, ilim ve ticaret merkezine dönüştü. Gazneliler dönemine gelindiğinde de Horasan’ın merkezi olma özelliğini koruyan şehir, 47 mahalle ve 1680 hektarlık yerleşim alanıyla Ortaçağ İslâm dünyasının en büyük şehirlerinden biriydi.

Gazneliler’den sonra şehre hâkim olan Selçuklular, önce 1038’de şehri ele geçirdiler fakat bu hâkimiyet kısa sürdü. Selçuklular, 1040 yılındaki Dandanakan Savaşı’nda Gazneli Sultan Mes‘ûd’u mağlup edip Nîşâbûr’u kesin olarak ele geçirdiler. Şehir, Büyük Selçuklu Devleti’nin ilk başkenti oldu. Gazneli-Selçuklu mücadelesinden kaynaklanan savaşlar ile kıtlık sebebiyle şehrin büyük oranda zarar gördü. Selçuklu hâkimiyeti ile Nîşâbûr tekrardan toparlanmaya başladı. 1042 yılında Tuğrul Bey, Rey şehrini ele geçirmesinin ardından başşehri buraya taşıdı. Bununla birlikte Nîşâbûr, Sultan Sencer’in başşehri Merv’e taşımasına kadar (1119) önemini korudu. Bu tarihten sonra eski önemini yitirmeye başladı. Sultan Sencer’in Karahitaylar’a yenilmesi (1141) hem devleti hem de Nîşâbûr’u olumsuz yönde etkiledi. Şevvâl 536/Mayıs 1142 yılında şehir, Hârezmşâh Atsız tarafından ele geçirildi. 1153 yılında Sultan Sencer’in Oğuzlar’a esir düşmesinin ardından da şehir yağma ve tahribata uğradı. Öyle ki bu tahribatın neticesinde 1162 yılında şehir büyük oranda boşaltıldı.

Selçuklular’ın tarih sahnesinden çekilmelerinin ardından şehir, bir süre Selçuklu emîrleri tarafından yönetildi. Daha sonra Hârezmşâh ve Gurlular arasında birkaç defa el değiştirdi. 1202 yılında Hârezmşâh Sultanı Alâ’u’d-dîn Muhammed b. Tekiş tarafından kesin olarak ele geçirildi. Şehir Hârezmşâhlar döneminde tekrar eski günlerine döndürülmeye çalışıldı. Fakat 10 Nisan 1221 tarihinde Moğollar tarafından ele geçirilerek yerle bir edildi. Bu nedenle de bir daha toparlanamayan şehir, eski önemini kaybetti ve giderek küçük ve önemsiz bir kasaba haline geldi. İlhanlılar ve Serbedârîler döneminde isyan, saldırı ve çeşitli doğal afetlerden dolayı sık sık tahribata uğradı. Bu nedenle defalarca harap olan şehir, yeniden imar edildi, bazı tarihî yapılar onarıldı veya tamamen yeniden inşa edildi.

XVI. yüzyılın sonlarında Şah I. Abbâs döneminde Özbekler’in saldırılarına maruz kaldı. Daha sonra Afşar hanedanından Nadir Şah, tahta oturmadan önce Safevî hükümdarı II. Tahmasb Mirza adına şehri ele geçirdi (1729). 1750-51 yılında bu kez Afgan Ahmed Şah Dürrânî’nin saldırıları ile karşı karşıya kaldı ve yağmalanmak suretiyle harap edildi. Nîşâbûr, 1796 yılında Kaçar hanedanından Ağa Muhammed Han tarafından ele geçirildi. XIX. yüzyılın sonlarında şehrin önemi yavaşça azalmaya başladı.

Nîşâbûr, Ortaçağ’da Horasan’ın idarî merkezi olmasının yanı sıra dönemin en önemli ilim ve kültür merkezlerinden biridir. Şehirde X. yüzyılın ortalarından itibaren pek çok medrese kurulmuştur. Büyük Selçuklu veziri Nizâmülmülk tarafından Bağdâd’da kurulan Nizâmiyye Medresesi’nden önce İslâm dünyasında var olan otuzdan fazla medresenin bir kısmı Nîşâbûr şehrinde bulunmaktaydı. Selçuklular döneminde ise 11 ila 18 arasında medresenin olduğu belirtilmektedir. Şehirdeki ilk medrese, Tuğrul Bey’in emriyle kurulan ve Hanefi mezhebine göre eğitim veren Sultaniye Medresesi’dir. Ayrıca ilk Selçuklu hastanesi ve tıp medresesinin Vezir Nizâmü’l-mülk tarafından Nîşâbûr’da kurulduğu kabul edilmektedir. Dönemin pek çok âliminin yetiştiği medreselerin burada bulunması şehirdeki ilmî canlılığı göstermesi açısından önemlidir. Bu medreselerin bir kısmı ve kurucuları şöyledir: Ebû Bekir Ahmed b. İshak es-Sıbgî tarafından kurulan dârü’s-sünne, Ebû Sa‘îd İsmail b. Ali b. el-Esterâbâdî, İbn Fûrek ve Ebû İshak el-İsferâyînî için tesis edilen medreseler, Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakî’nin yaptırdığı Beyhakiyye Medresesi, Gazneli Sultan Mahmûd’un kardeşi Emîr Nasr b. Sebüktegin tarafından yaptırılan Sa‘diyye (Saîdiyye) Medresesi ve Büyük Selçuklu veziri Nizâmü’l-mülk tarafından İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî için yaptırılan Nîşâbûr Nizâmiyye Medresesi.

Bu medreselerin yanı sıra Selçuklular döneminde Nîşâbûr’da mevcudiyeti bilinen medreseler şunlardır: Eş‘arîliğin önemli temsilcilerin Ebû Osman es-Sâbûnî’nin ders verdiği medrese, Sultan Melikşâh zamanında Hâtûn-i Mehd-i Irak adına kurulan bir medrese, Nîşâbûr imamları tarafından yaptırılan Meyân-ı Bazar-ı Nîşâbûr, Emîr-i İsfehsâlâr Seyfu’d-dîn Ebû Nasr Muhammed Ebi’l-Hayr el-Husrevcirdî tarafından kurulan medrese, Nâsıriyye/Nâsıhiyye Medresesi, el-Müştebiyye Medresesi, el-Kaysariyye Medresesi, Serheng Medresesi, es-Sandaliyye Medresesi, Kutbî Medresesi, Habîrî Medresesi, Sûfîyye Medresesi, Ebu’l-Hasan el-Kattân Medresesi, el-‘Amîdiyye Medresesi, el-Buştî Medresesi, el-Haddâd Medresesi, el-Faryâbâdî Medresesi ve Ebû Sehl es-Sülûkî’ye ait medrese.

Nîşâbûr’da yetişen birçok âlim, edip, şair ve filozof bulunmaktadır. Bunlar arasında İbn Şâzân en-Nişâbûrî, Müslim b. Haccâc, Ebû Ali el-Mâsercisî, Hâkim el-Kebîr, Ebü’l-Hasan el-Âmirî, Hâkim en-Nîşâbûrî, Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî, Abdülkerîm el-Kuşeyrî, İmâmu’l-Haremeyn el-Cüveynî, Gazzâlî, Ahmed b. Muhammed el-Meydânî, Emîrüşşuarâ el-Muizzî, Ömer Hayyâm, Ferîdu’d-dîn Attâr, Fettâhî, Nazîrî ve Edîb-i Nîşâbûrî gibi isimler sayılabilir.

Bugün İran İslâm Cumhuriyeti’nin yönetimi altında olan Nîşâbûr, 1946 yılında Horasan’a kadar genişletilmiş olan Tahran-Meşhed Demiryolu hattı üzerinde bir istasyona sahiptir. Günümüz İran’ında Horasan idarî bölümünde pamuk ticaretinin ve sanayiinin merkezi olan Nîşâbûr, ayrıca halıcılık ve çömlekçilikte meşhur bir şehirdir. Şûrahrûd ve Dizbâd gibi nehirleri şehrin önemli su kaynağıdır. Şehrin çevresinde bakır, gümüş, demir ve çok zengin fîrûze ocakları bulunmaktadır. Nîşâbûr’un nüfusu 1986 nüfus sayımına göre 109.258, 2006 nüfus sayımına göre 231.379 ve 2011’de belirlenen sayıya göre ise yaklaşık 280 bindir.

 


  • Ahmet Ocak, Selçuklu Devri Üniversiteleri: Nizâmiye Medreseleri, Nizamiye Akademi, İstanbul 2017.
  • C. Edmund Bosworth - Ernst Honigmann, “Nishapur”, Historic Cities of the Islamic World, ed. C. Edmund Bosworth - E. J. Brill, Leiden 2007, s. 421-423.
  • C. Edmund Bosworth, “Nishapur I. Historical Geography and History to the Beginning of the 20th Century”, Encyclopaedia Iranica (http://www.iranicaonline.org/articles/nishapur-i).
  • Cihan Piyadeoğlu, Güneş Ülkesi Horasan: Büyük Selçuklular Dönemi, Bilge Kültür Sanat, İstanbul 2012.
  • Ernst Honigmann [- C. Edmund Bosworth], “Nîѕhâpûr”, The Encyclopaedia of Islam: New edition, c. 8, s. 62-64.
  • Ernst Honigmann, “Nişapur”, MEB İslâm Ansiklopedisi, c. 9, s. 302-304.
  • Guy Le Strange, Doğu Hilafetinin Memleketleri (Mezopotamya, İran ve Orta Asya): İslâm Fetihlerinden Timur Zamanına Kadar, çev. Adnan Eskikurt - Cengiz Tomar, Yeditepe Yayınları, İstanbul 2015.
  • İsmail Pırlanta, Orta Çağ’ın İncisi Nişabur (Fethinden Sâmânîler Dönemi Sonuna Kadar), Hikmetevi Yayınları, İstanbul 2013.
  • Nadir Baştürk, “Büyük Selçuklular Döneminde Nîşâbûr'da Eğitim ve Öğretim Faaliyetleri (1040-1157)”, Basılmamış Doktora Tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya 2019.
  • Osman G. Özgüdenli, “Nişabur”, DİA, c. 39 (2010), s. 149-151.
  • Osman G. Özgüdenli, Selçuklular I: Büyük Selçuklu Devleti Tarihi (1040-1157), İSAM Yayınları, İstanbul 2013.
  • Richard N. Bulliet, The Patricians of Nishapur: A Study in Medieval Islamic Social History, Cambridge 1972.
  • Şakir Gözütok, “İslâm Medeniyetinin Öncü Eğitim Kurumları: Nişabur Medreseleri”, Türk Dünyası Araştırmaları, sy. 185 (2010), s. 33-64.
  • Yılmaz Karadeniz, İran Tarihi (1700-1925), Selenge Yayınları, İstanbul 2012.

Atıf Bilgisi

Nîşâbur. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/mekanlar/nisabur/42