- A +

Mağrib’in batısında kurulmuş olan büyük bir şehir olup kaynaklarda isminin “Merrâküş” şeklinde kaydedildiği de görülmektedir. Şehir isminin etimolojik kökeni hakkında bazı görüşler nakleden İslâm coğrafyacıları, Merakeş’in kurulmasından önce, bulunduğu bölgenin yol kesme ve gasp olaylarının çokça vuku bulduğu bir yer olduğunu, Merrâküş kelimesinin de Berberî dilinde “en hızlı yürünen yer” anlamına geldiğini ifade etmişlerdir. Şehrin kuruluşu V/XI. yüzyılın ikinci yarısında Murâbıtlar döneminde başlamış, 470/1078 yılı civarında Yûsuf b. Tâşfîn döneminde tamamlanmıştır. Abdülvâhid el-Merrâküşî, Murâbıtlar’ın Masmûde kabilesini kontrol edebilmek için Merakeş’i merkez edindikleri kaydedilmektedir. Kuruluşuyla birlikte, Murâbıtlar’ın kudretiyle bağlantılı olarak önemli bir merkez olan şehir, Endülüs’ün Murâbıtlar hakimiyeti altına alındığı dönemde yakınındaki Ağmât şehri ile birlikte Endülüs’ten çıkarılan çeşitli hükümdar ve hanedan mensuplarının sürgün yeri olmuştu. Merakeş, Murâbıtlar döneminde (1056-1147) olduğu gibi Muvahhidler (1130-1269) dönemlerinde de başşehirdi. Muvahhidler’den sonra Merînîler’in (1196-1465) hakimiyetine geçen şehir, bu devletin Fas şehrini idarî merkez haline getirmesi sonucunda önemini kaybetti. Merînîler’in ardından Vattâsîler’in (1471-1554) hakimiyeti altında kalan Merakeş, Sa‘dîler (1511-1659) tarafından ele geçirildi. Bu dönemde tekrar merkez yapılan şehir eski günlerine kavuştu. XVII. yüzyıldan bu yana Fas’ı yöneten Alevîler’in (Filâlîler) hanedanın hakimiyeti altında bulunan şehir, adı geçen hanedan mensupları arasındaki mücadelelerin merkezinde yer almıştı. Bu hanedan döneminde idare merkezi önce Miknâs’a taşınmışsa da bir süre sonra yeniden Merakeş merkez yapılmıştı. Sömürge döneminde Fransızlar’ın idare merkezini Rabat’a taşımaları Merakeş’in bir kez daha geri planda kalmasına sebep olmuştur.

Merakeş, kurulduğu Murâbıtlar döneminden itibaren özellikle Batı Mağrib bölgesinin (Mağribü’l-aksâ) orta-güney kısmının en önemli ilim merkezlerinden biri haline gelmişti. Muvahhidler’in şehre hakim olduktan sonra yapımına başlanan Merakeş Camii’nin kıble yönünün hatalı olduğu anlaşılınca kıble duvarı hariç yıktırılmış ve hemen önünde Kütübiye Camii’nin yapımına başlanmıştır. VI/XII. yüzyıl ortalarında Murâbıtlar’ın Dârü’l-Hacer isimli sarayının bulunduğu yere inşâ edilen cami Merakeş’in en eski camii ve ilmî faaliyetlerin en önemli merkezlerinden biridir. Endülüs ile Mağrib arasındaki ilmî ve kültürel yakınlaşmanın arttığı Murâbıtlar ve Muvahhidler dönemlerinde iki bölge arasındaki ilmî irtibat da güçlenmişti. Bilhassa Muvahhidler döneminde bizzat hükümdarlar tarafından çok sayıda Endülüslü ilim adamı Mağrib’in başşehri Merakeş’e davet edilmekteydi. Mesela bu dönemde Kurtubalı dil bilgini İbn Madâ (ö. 592/1196) Muvahhidler’in kurucusu Abdülmü’min el-Kûmî tarafından ders vermek, Ebû Mervân İbn Zühr (ö. 557/1162) aynı hükümdarın saray hekimi olmak, İbn Tufeyl (ö. 581/1185) ve İbn Rüşd ise (ö. 595/1198) Ebû Yakub Yûsuf tarafından özel doktoru olmak üzere şehre davet edilmişti. Endülüs ve diğer bölgelerden gelerek buraya yerleşen ilim adamları, şehrin zaman içinde bir İslâm şehri hüviyeti kazanmasında önemli rol oynamıştı. İslâm etkisiyle Arapça’nın bölgede ilim dili oluşunun en önemli sonuçlarından biri, Arapça’nın sadece toplumun öğrenim görmüş kesimi arasında değil, halk arasında da Berberîce’nin yanı sıra veya Berberîce ile karışık bir şekilde konuşulması olmuştu. Mağrib’de bilinen ilk bîmâristan da Muvahhid hükümdarı Ebû Yûsuf el-Mansûr döneminde (1184-1199) Merakeş’te kurulmuştu. Söz konusu durum Muvahhidler döneminden sonra da devam etmişti. Mağrib’in çeşitli şehirlerinde medreselerin inşâ edildiği Muvahhidler döneminde Merakeş’te Yûsufiyye Medresesi faaliyete geçmişti. Ayrıca Endülüs’tekiler örnek alınarak şehirde çok sayıda kütüphane kurulmuştu. Şehirdeki İbn Yûsuf (Yûsufiyye) Kütüphanesi Fas’ın günümüzdeki en önemli yazma eser kütüphanelerinden biridir. Şehirde yetişen önemli ilim adamları arasında zikredilecek kişiler arasında, dil bilgini İsa b. Abdülaziz el-Cezûlî (ö. 607/1210), Endülüs ve Mağrib tarihinin önemli kaynaklarından biri olan el-Mu‘cib fî telhisi ahbâri’l-Mağrib adlı eserin müellifi olan Abdülvâhid el-Merrâküşî (ö. VII/XIII. yy ortaları), Endülüs ulemâsına dair İbnü’l-Faradî ve İbn Beşküvâl tarafından yazılan terâcim eserleri üzerine bir zeyil yazan İbn Abdülmelik (ö. 703/1303), matematik ve astronomi âlimi İbnü’l-Bennâ (ö. 721/1321) ilk zikredilebilecek şahsiyetlerdir. 2014 yılı verilerine göre Merakeş’in nüfusu 928.850’dir. Günümüzde şehrin başlıca gelir kaynakları deri işçiliği başta olmak üzere çeşitli el sanatları, dokumacılık ve ticarettir.

  • Abdülvâhid el-Merrâküşî, el-Mu‘cib fî Telhisi Ahbâri’l-Mağrib, thk. Muhammed Saîd el-Iryân, Kahire 1963.
  • Jamil M. Abu’n-Nasr, A History of the Maghrib in the Islamic Period, Cambridge 1987.
  • İsmet Abdüllatif Dendeş, Devrü’l-Murâbıtîn fî Neşri’l-İslâm fî garbi İfrîkıyyâ, Beyrut 1988.
  • C. Edmund Bosworth (ed.), Historic Cities of the Islamic World, Leiden 2007, s. 319-32.
  • Muhammed Razûk, “Merakeş”, DİA, c. 29 (2004), s. 166-68.
  • Yakût el-Hamevî, Mu‘cemü’l-Büldân, Dârü’l-Kitâbi’l-Arabî, Beyrut [t.y].

Atıf Bilgisi

Merakeş. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/mekanlar/merakes/184