- A +

Manisa, bugün Türkiye’nin Ege bölgesinde bulunan tarihî bir şehirdir. Şehrin adı ile ilgili farklı fikirler öne sürülmüştür. Genel olarak şehrin ismini bu bölgede yaşayan Magnetler’den aldığı ve onlara izafeten Magnesia dendiği kabul edilmektedir. Türk hâkimiyetinde bu isim Mağnisiye, Mağnisa ve en son Manisa’ya dönüşmüştür. Şehir eski adı Sipil olan Manisa dağının kuzey eteğinde Gediz nehrinin geçtiği geniş, alüvyonlu, düz bir ovada kurulmuştur. Anadolu’nun iç kesimlerindeki şehirleri kıyılara bağlayan yol üzerinde önemli bir şehirdir.

Manisa’nın tam olarak ne zaman ve nasıl kurulduğu bilinmemektedir. Şehrin 7 km doğusunda bulunan harabelerin (Tantalis) ilk yerleşim yeri olduğu ve MÖ II. bine kadar geçmişi olduğu ileri sürülmektedir. Bir süre Lidyalıların hâkimiyetinde kalan şehir bolluk ve zenginliğe kavuşmuştur. MÖ 546 yılında Lidyalılar ile Persler arasında yapılan savaşta Lidyalılar yenilmiş ve şehre Persler hâkim olmuştur. Persler tarafından yapılan meşhur “Kral Yolu” yoluna yakın olmasından dolayı ticarî ve iktisadî olarak gelişmiştir. Şehir Persler’den sonra Büyük İskender’in hâkimiyetine girmiştir. Onun ölümü (323) ile şehir haleflerinin (Diadokhlar) mücadelelerine sahne oldu. MÖ 281 yılında mücadele sonucu Küçük Asya’ya hâkim olan I. Selevkos Manisa’yı oğlu I. Antiokus’un idaresine verdi. Bir dönem Bergama Krallığının idaresi altında bulunan şehir MÖ 126’da Roma İmparatorluğu’na geçti ve onlar altında muhtar bir yönetime kavuştu. Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Bizans (Doğu Roma)’ın Batı Anadolu’daki önemli askeri üslerinden oldu. Şehrin etrafı surlar ile çevrilerek tahkim edildi. Manisa, 1204’de Latinlerin IV. Haçlı Seferleri sırasında İstanbul’u almaları ile İznik İmparatorluğu sınırları içerisinde kaldı. İmparator III. Ioannes Vatatzes (1222-1254) bir süre Manisa’da oturdu ve ölünce buraya defnedildi.

Manisa’da Türk hâkimiyetinin başlangıcı Moğol istilasından sonra başladı. Moğolların Anadolu’ya girmesi ile Türkmenler Batı Anadolu bölgesinde yığılma gösterdiler. Tüm bölge gibi Manisa da Türkmenlerin eline geçti. Bizans’ın elinde bulunan şehirde Türklere karşı Katalanlardan yardım alındıysa da Türk hücumlarına dayanamadı ve Saruhan Bey tarafından 1313 yılında zapt edildi. Manisa, Saruhan Bey zamanında (ö. 1346) hemen hemen Türkleşmiştir. Saruhanoğullarının yönetim merkezi olan Manisa en parlak devrini İshak Bey (1346-1362) döneminde yaşamıştır. İmar faaliyetleri ile şehrin çevresi değişmiştir. Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid’in Batı Anadolu harekâtı sırasında Saruhanoğlu Hızır Bey sulh yolu ile Manisa’yı Osmanlı Devleti’ne bırakmıştır. Ankara Savaşı’ndan sonra (1402) tekrar kurulan Saruhanoğlu Beyliği’nin eline geçen Manisa’nın bir kısmı Çelebi Mehmed zamanında tekrar alındı. Manisa ve civarının tamamen Osmanlı Devleti’ne geçmesi II. Murad zamanıdır (1421-1451). Yıldırım Bayezid’in Manisa’yı aldıktan sonra önce oğlu Ertuğrul’un daha sonra ise Mehmed’in (Fatih) idaresine bıraktı. Kendisi tahtan çekilince Manisa’ya yerleşti. II. Murad tekrar tahta geçince saltanatı bırakan II. Mehmed buraya geldi. Burası bir ara Osmanlı Devleti’nin ikinci merkezi gibi oldu. Fatih Sultan Mehmed, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murad ve III. Mehmed gibi padişahların şehzadelik yaptığı Manisa XVI. yüzyılın sonuna kadar şehzade şehri olarak anıldı. Batı Anadolu’nun en önemli siyasi merkezlerinden olan Manisa Dârü’l-mülk sıfatına layık görüldü. Manisa şehzadelerin idareci olarak bulundukları dönemde (XV. ve XVI. yüzyıl) fizikî olarak çok gelişti. Şehzadelerin yanında bulunan idareciler çok sayıda tarihî eser yapmıştır.

Manisa XVII. yüzyıldan itibaren önemini kaybetmeye başladı. Bunun nedenleri sancağa çıkma usulünün kaldırılması, Celâlî İsyanları, iktisadi bozulmalar ve liman şehri İzmir’in önem kazanmasıdır. 1770’lerdeki Mora İhtilali sırasında adalardan Manisa’ya Rum göçleri oldu. XIX. yüzyılın sonlarına doğru Mora, Kafkasya ve Balkan coğrafyasından şehre çok yoğun göçler oldu. Osmanlı döneminde Manisa, Saruhan Sancağı’nın merkezi olup Aydın vilayetine bağlı idi. Ayrıca Batı Anadolu’nun ikinci büyük şehri konumundaydı. Manisa Mondros Mütarekesi’nden sonra İtilaf devletlerinin denetimi altına girmişti. Kurtuluş Savaşı sırasında şehir üç yıldan fazla Yunanların işgali altında kaldı. Yunanlar şehri tahrip etti ve yaktılar. Şehir harabe haline dönüştü. Yunan işgalinden kurtulan şehir, Cumhuriyet ilk yıllarında tahribatı gidermekle başladı.

Manisa’nın uzun yıllar bir beylik ve şehzadeler sancağı merkezi olması hasebiyle burada hem birçok âlim ve edip yetişmiş hem de birçok âlim ve edibin uğrak yeri olmuştur. Derûnî, Çelebî, Şuhûdî, Serîrî, Câmî, Anî, Vânî, Kânî, Abî, Zülâlî, Lâlî, Vâlî, Birri Mehmed Dede, Nesîmîzâde Osman Dede, Ahmed Fevzî, Ahmed Es’ad Efendi, Âsım Molla, Abdurrahman Sâmî, Şeyh Hasan Efendi, Ahmed Şemseddin Yiğitbaşı, Lâlî Ahmed Çelebi, Senâyî Mehmed Çelebi, Ahmed b. Manisavî, Aynî Ali Efendi, Benlizâde Mahmud Efendi, Evliyâde Ali Rıza Efendi, Karaca Ahmed Sultan, Revan Sultan, Hâkî Baba, Arık Bba Sultan, İbrahim Seydî Sultan, Yola-Geldi Sultan Baba, Şeyh Hasan Kenzî Efendi Manisa’da yetişmiş veya yaşamış âlim, edip ve evliyadan bazılarıdır.

Manisa’nın Saruhanoğullarının merkezi olması ve Osmanlı Devleti’nde bir dönem şehzadelerin yönettiği bir şehir olması ve ticaret yolları üzerinde bulunması sebebiyle gelişmiş şehirdir. Şehir de çok sayıda medrese inşa edilmiş ve bu medreseler yüzyıllarca eğitim vermiştir. Osmanlı’nın son dönemine doğru yirminin üzerinde medresenin olduğu Manisa’da Sünbül Paşa, Ulu Camii, Hızır Paşa, Sinan Bey, Murâdiye, İbrahim Çelebi, Hamza Efendi, Hüsrev Ağa, Hatuniye, İshakiye, Çeşnigir, Derviş Ağa önde gelen medreselerdir. Bugün Manisa etrafına yapılan yeni yollar ile beraber iktisadî ve içtimai olarak daha da gelişti. Muhtelif sanayi dallarının gelişmesi ile şehirde ticareti canlılığı beraberinde getirdi. Manisa ili İzmir, Balıkesir, Kütahya, Uşak, Denizli ve Aydın illeri ile çevrilidir. Ayrıca on yedi tane de ilçesi bulunmaktadır.

  • Oktay Akşit, Manisa Tarihi (Magnesia Ad Sipylum)-Başlangıçtan M.S. 395 Yılına Kadar, İstanbul 1983.
  • Önder Bayır, XVIII. Yüzyılın İlk Yarısında Manisa’nın Sosyal ve İktisadi Durumu, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul 2001.
  • Necdet Bilgi, “Tanzimât’ın Öncesi ve Sonrasında Saruhan Sancağı’nda Nüfus”, Prof. Dr. İsmail Aka Armağanı, İzmir 1999, s. 249-89.
  • Feridun M. Emecen, XVI. Asırda Manisa Kazâsı, Ankara 2013.
  • Feridun M. Emecen, “Manisa”, DİA, c. 27 (2003), s. 577-83.
  • Feridun M. Emecen, Tarihin İçinde Manisa, Manisa 2006.
  • Mustafa Eravcı, Mustafa Korkmaz (haz), Saruhanoğulları ve Osmanlı Klasik Döneminde Yaşayan Kültürel İzleri, ed. Mehmet Çelik, Manisa 1999.
  • Ertan Gökmen, “Manisa Medreseleri Nüfus Yoklama Defteri”, Tarih İncelemeleri Dergisi, sy. 27/2 (2012), s. 381-401.
  • Mehmet Günay, XVII. Yüzyılın İkinci Yarısında Manisa’nın Sosyal ve Ekonomik Durumu (1650- 1675), Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul 2000.
  • Manisa Araştırmaları I., Manisa, 2001.
  • Manisa Araştırmaları II., haz. Necdet Bilgi ve Emrehan Küey, Manisa 2002.
  • Manisa Konuşmaları (2000-2001), haz. Ünal Şenel ve dğr. Manisa 2013.
  • Şiirlerde Manisa, haz. Necdet Okumuş, Manisa 2006.
  • Çağatay Uluçay, Besim Darkot, “Manisa”, İslam Ansiklopedisi VII, s. 288-294.
  • M. Çağatay Uluçay, İbrahim Gökçen, Manisa Tarihi, İstanbul 1939.
  • M. Çağatay Uluçay, 17. Asırda Saruhan’da Eşkıyalık ve Halk Hareketleri. İstanbul 1944.
  • M. Çağatay Uluçay, 18. ve 19. Yüzyıllarda Saruhan’da Eşkıyalık ve Halk Hareketleri. İstanbul 1955.
  • M. Çağatay Uluçay, 17. Yüzyılda Manisa’da Ziraat, Ticaret ve Esnaf Teşkilatı. İstanbul 1942.
  • Süleyman Uludağ, “Ahmed Şemseddin, Yiğitbaşı”, DİA, c. 2 (1989), s. 135-36.
  • Muazzez Ünlü, XVI. Asırda Manisa’da Dokumacılık, Manisa 2004.

Atıf Bilgisi

Manisa. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/mekanlar/manisa/311