- A +

Günümüzde Sevilla olarak isimlendirilen şehir Endülüs’ün güneyinde, Kurtuba’nın güney batısında bulunur. Eskiçağ ve Roma dönemindeki adı Hispalis olan şehir, Vizigotlar döneminde önemli bir idarî ve kültürel merkezdi. 93/712 yılında Musa b. Nusayr tarafından fethedilen İşbîliye, Kurtuba’nın 100/719’da merkez olarak kullanılmasına kadar, Müslümanların Endülüs’teki ilk merkezi olmuştur. Endülüs’te yaşanan Arap-Berberî çatışmalarını sona erdirmek üzere 125/743’te Emevî halifesi tarafından Endülüs’e gönderilen Ebü’l-Hattâr Hüsâm b. Dırâr el-Kelbî’nin İşbîliye’ye yerleştirdiği Suriye bölgesinin Humus şehrine mensup kalabalık nüfus sebebiyle İşbîliye’nin “Humus” veya “Hımsu İşbîliye” olarak da isimlendirildiği de görülür. İşbîliye tarihinde, Müslümanların burada deniz yoluyla karşılaştığı ilk dış tehdit olan 229/843 ve 245/859 yıllarındaki Norman saldırıları önemlidir. Endülüs Emevî emîri II. Abdurrahman tarafından şehre gönderilen yardım ile Norman tehlikesi savuşturulmuş ve şehir surları tahkim edilmiştir. Bu tehlike Endülüslü idarecilere bir donanmaya olan ihtiyacı da gösterdiğinden İşbîliye, Endülüs’te tersane inşâ edilen ilk şehirlerden biri olmuştur. Şehrin siyasî tarihinde, Emîr Abdullah b. Muhammed döneminde Arap ve müvelled halk arasında meydana gelen çatışmalar önemli bir yere sahiptir. Çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan bu olaylar esnasında Benû Haccâc ailesi şehre hâkim olmuş, III. Abdurrahman’ın 300/912’de Endülüs Emevî emîri olarak tahta çıkmasından kısa bir süre sonra şehir ancak kontrol altına alınabilmiştir. İşbîliye, Endülüs Emevî Devleti’nin yıkılış sürecine girdiği V/XI. yüzyıl başlarında, Mülûkü’t-tavâif’in güçlü emîrliklerinden biri olan Abbâdîlerin (414-484/1023-1091) merkeziydi. Dönemin emîrlikleri arasında takip ettikleri yayılmacı politikalarıyla temayüz eden Abbâdîlerin idaresinde şehir oldukça parlak bir dönem yaşamıştı. O dönemde İşbîliye, kendileri de birer şair olan Abbâdî hükümdarlarının himayesinde bulunan edip ve şairlerin toplandığı bir merkez haline gelmişti. Murâbıtlar döneminde (1090-1147) de önemli bir şehir olma vasfını sürdüren İşbîliye, Muvahhidlerin (1147-1232) Endülüs’e hâkim oldukları dönemde Endülüs’ün merkezi olarak kullanılmıştı. Muvahhidlerin çöküş sürecine girdiği dönemde Kastilya Kralı III. Fernando’nun İşbîliye’yi ele geçirmesiyle şehirde İslâm hakimiyeti sona erdi (646/1248). Şehir, önemli bir ilim merkezi olma vasfını Kastilya idaresi altına girdikten sonra da sürdürmüştür. İşbîliye, İber Yarımadası’nda XIII. yüzyılın ikinci yarısında İslâm bilim ve felsefe eserlerinin Latinceye tercüme edildiği başlıca şehirlerden biriydi.

Güzelliği dolayısıyla Endülüs şiirinde “Endülüs’ün gelini” olarak tavsif edilmiş olan İşbîliye, Endülüs kültürel hayatında bilhassa müzisyen ve sanatçılarıyla öne çıkmıştı. Muvahhidler döneminde Merakeş’ten sonra ikinci önemli şehir haline gelen İşbîliye son derece canlı bir ilmî ve kültürel ortama sahipti. “İşbîliye’de bir âlim ölse kitapları satılmak üzere Kurtuba’ya, Kurtuba’da bir müzisyen ölse müzik aletleri satılmak için İşbîliye’ye getirilir” sözü meşhurdu. Şehir ayrıca güneyi boyunca uzanan Cebelü’ş-Şeref, meyve, çeşitli ağaç ve bilhassa Mağrib ve Doğu İslâm dünyasına kadar gönderilen zeytinleriyle meşhurdu. Vâdiülkebîr üzerinde bulunmanın da sağladığı avantajla şehir canlı bir ticarî hayata sahip olmuştur. Günümüze sadece minaresi ile avlu duvarları ulaşan İşbîliye Ulu Camii söz konusu dönemde artan şehir nüfusunun ihtiyacını karşılayabilmek üzere Muvahhidler döneminde Ebû Yakub Yûsuf tarafından inşa edilmişti.

Endülüs Emevî Devleti döneminde şehirde yetişen çok sayıda ilim adamı arasında fakih Abdullah b. Ömer (ö. 276/889) ve dil bilgini Ebû Bekir Muhammed b. Hasan ez-Zübeydî (ö. 379/989) meşhur kişilerdendir. Aslen Endülüs’ün batısındaki Şenterînli olan ve A‘lem eş-Şenterînî olarak tanınan meşhur dil bilgini Ebü’l-Haccâc Yusuf b. Süleyman (ö. 476/1084) İşbîliye’ye gelerek çalışmalarını Abbâdî emîri Mu‘tazıd’ın himayesinde sürdürmüştü. Bu dönemde şehirde gerçekleştirilen ziraat/botanik çalışmalarına da işaret edilmelidir. Her ikisi de Kitâbü’l-Filâha adıyla botaniğe dair günümüze intikal etmiş birer eser telif eden Ebü’l-Hayr el-İşbîlî (V/XI. yüzyıl) ve İbnü’l-Avvâm (VI/XII. yüzyıl) konuyla ilgili burada zikredilmesi gereken kişilerdir. Ebü’l-Hayr ayrıca Umdetü’t-tabîb adlı bir tıp kitabı da telif etmişti. Mülûkü’t-tavâif ve Murâbıtlar dönemlerinde şehirde yetişen çok sayıda ilim adamı arasında, kıraat alanında öne çıkan Muhammed b. Şüreyh (ö. 476/1084), onun oğlu olup VI/XII. yüzyılda şehrin dinî ilimler alanında yetiştirdiği en önemli âlim ve hatiplerinden biri olan Şüreyh b. Muhammed (ö. 539/1144), çok yönlü bir âlim olan Ebû Bekir İbnü’l-Arabî (ö. 543/1148) ve meşhur matematik ve astronomi âlimi Câbir b. Eflah (ö. VI/XII. yüzyıl) burada ilk zikredilmesi gereken kişilerdir. Hayatının büyük bir kısmını bu şehirde yaşadığı için İşbîlî nisbesiyle tanınan İbn Hayr el-İşbîlî (ö. 575/1179) ile meşhur astronomi âlimi Ebû İshak Nûreddin el-Bitrûcî (ö. VI/XII. yüzyıl) de isimleri İşbîliye ile birlikte zikredilmesi gereken âlimlerdir. Aslen Mürsiyeli (Murcia) olan Muhyiddîn İbnü’l-Arabî de henüz sekiz yaşındayken İşbîliye’ye yerleşmiş ve ilk tahsilini bu şehirde görmüştü. Muvahhidler döneminde Endülüs’ün idarî merkezi olarak kullanılan İşbîliye’nin söz konusu dönemde de önemli bir ilim merkezi olduğu görülmektedir. Meşhur fakih, muhaddis, tefsir ve nebât âlimi İbnü’r-Rûmiyye (ö. 637/1239), şehrin düşüşünden bir yıl önce vefat eden ve Şelevbîn olarak tanınan dil bilgini Ebû Ali Ömer b. Muhammed (ö. 645/1247) İşbîliye’nin bu son dönemde yetiştirdiği meşhur âlimlerdendir. Şehirde ilim geleneğine sahip birçok aile mevcuttu. Fıkıh ve hadis alanında şehirde yetişen önemli âlimlerden Abdullah b. Muhammed (ö. 378/988) ve oğlu Ahmed b. Abdullah (ö. 396/1006)’ın mensubu olduğu ve İbn Bâcî olarak anılan aile ile, en meşhur mensubu Abdülmelik b. Ebü’l-Alâ (ö. 557/1162) olan ve birkaç nesil boyunca yetiştirdiği tabiplerle tanınan İbn Zühr ailesi şehrin bu bağlamda zikredilmesi gereken önemli ulema ailelerindendir. Küçük yaşta Endülüs’ten ayrılmış olsa da Kuzey Afrika’nın tasavvufî hayatında önemli bir yeri olan Ebû Medyen et-Tilimsânî (ö. 594/1198) İşbîliye yakınlarında dünyaya gelmişti. İşbîliye’nin Kastilya tarafından ele geçirilmesi üzerine aralarında ilim adamlarının da bulunduğu çok sayıda Müslüman şehirden ayrılarak diğer Endülüs şehirlerine veya Mağrib’e göç etmişti. İbn Haldûn, İşbîliye’nin önde gelen ailelerinden biri olup şehrin düşmesinden sonra Tunus’a yerleşen Benî Haldûn’a mensuptu.

Günümüzde İspanya’nın güneyinde yer alan Andalucía otonom bölgesinin idarî merkezi olan şehrin nüfusu 2016 yılı verilerine göre 698.944 kişidir. Muvahhidler döneminde Vâdiülkebîr’in her iki tarafına da inşa edilen ancak günümüze sadece biri ulaşan Altın Kule (Torre del Oro), inşâ edildiği dönemde “melviye” adıyla bilinen İşbîliye Ulu Camii’nin minaresi –günümüzde Santa Maria Katedrali’nin çan kulesi olarak kullanılan La Giralda- gibi Endülüs mirası mimarî eserlerin yanı sıra, Latin Amerika tarihine dair dünyanın en büyük arşivi de halen şehirde bulunmaktadır.

  • Cumhur Ersin Adıgüzel, “İşbîliyye’nin Endülüs’ün Siyasî ve Kültürel Tarihindeki Yeri ve Önemi”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2008.
  • Cumhur Ersin Adıgüzel, “Endülüslü Bir Muhaddisin İlim Dünyası: İbn Hayr el-İşbîlî ve Fehrese’si”, Milel ve Nihal, sy. 12/1 (2015), s. 35-54.
  • Cumhur Ersin Adıgüzel, “XI. Asırda Endülüs’te İlmî Hayat”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2016.
  • Sa‘d Abdullah Beşerî, el-Hayâtü’l-İlmiyye fî Asri’l-Hilâfe fi’l-Endelüs (h. 316-422/ 928-1031 m.), Mekke 1997.
  • C. Edmund Bosworth (ed.), Historic Cities of the Islamic World, Brill, Leiden 2007.
  • Himyerî, Kitâbü’r-Ravzi’l-Mi‘târ, thk. İhsan Abbas, Beyrut 1975.
  • Makkarî, Nefhu’t-Tîb, thk. İhsan Abbas, Beyrut 1968.
  • Câsim el-Ubûdî, “İşbîliye”, DİA, c. 23 (2001), s. 428-29.
  • Yakût el-Hamevî, Mu‘cemü’l-Büldân, Dârü’l-Kitâbi’l-Arabî, Beyrut [t.y.].


Atıf Bilgisi

İşbîliye (Sevilla). İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/mekanlar/isbiliye-sevilla/111