- A +

Orta Irak’ta Antik Babil kalıntıları yakınında Bağdat-Kûfe yolu üzerinde Fırat Nehri’nin 10 km doğusunda yer alan bir şehirdir. Kûfe’nin 45 km. kuzeyinde, Bağdat’ın ise 110 km güneyinde bulunur. Fırat’ın önemli kollarından biri olan Sûrâ (Hille) nehri başlarda şehrin doğu sınırında yer alırken günümüzde şehri ortadan ikiye bölmektedir. Şehir, aynı isimdeki diğer yerlerle karıştırılmaması için Hilletü Benî Mezyed, el-Hilletü’l-Mezyediyye, el-Hilletü’s-Seyfiyye ve Hilletü Sadaka diye isimlendirilir. Şehir, orta ve güney Irak’ta hüküm sürmüş olan (997-1163) ve Şiîliğe büyük bir sempati duyan Mezyedî hanedanlığının merkezi olarak dönemin emîri Seyfüddevle Sadaka b. Mansûr tarafından 495/1102 yılında kuruldu. Emîr Sadaka döneminde (479-501/1086-1108) Vâsıt, Hît, Basra ve Tikrît Mezyedîler’in eline geçti. Daha sonraki dönemlerde Mezyedîler bölgede Selçuklular ve Abbâsîler’le hâkimiyet mücadelesine girdi.

Hille 551’de (1156) Irak Selçukluları Sultanı Muhammed b. Arslan Şah’ın kumandanları tarafından ele geçirildi. Mezyedîler, bu tarihten itibaren Sultan Muhammed’in bir nâibine tâbi olarak Hille ve çevresinde hüküm sürmeye başladılar. Selçukluların Irak’ta giderek güç kaybettikleri bir dönemde Hille, Halife Müstencid-Billâh ile müttefiki Benî Müntefik tarafından görevlendirilen birliklerce işgal edildi (558/1162). Bölgede Mezyedîlere mensup olduğu bilinen hiç kimseye hayat hakkı tanınmadı; hâkimiyetleri altındaki topraklar da Benî Müntefik’e teslim edildi. Abbâsî Devleti’nin tarihe karışmasıyla (1258) bölgeye hâkim olan Moğollar karşısında Hille’nin ileri gelenleri ve âlimlerinin itaatkâr bir duruş sergilemeleri üzerine şehir zarar görmekten kurtuldu. İlhanlılardan sonra şehre sırasıyla Celâyirliler, Karakoyunlular ve Osmanlılar hâkim oldu. Osmanlılar döneminde Hille, genellikle Bağdat eyaletine bağlı bir sancak konumundaydı. Şehir, kısa süreli de olsa bir dönem Safevîlerin eline geçti. I. Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizlerin işgaline uğrayan Hille, 1921’de yeni kurulan Irak’a dâhil edildi.

Hille VI/XII. yüzyıldan itibaren çok sayıda Şiî âlim ve önde gelen şahsiyetin burada bulunması sebebiyle Şiîler için Bağdat ve Kerbela ile Kûfe-Necef arasında bir durak haline geldi. Ayrıca Şîa’nın en büyük ilim merkezlerinden biri oldu. Öyle ki, otorite sayılan Şiî âlimlerin ders halkalarına katılmak için çok sayıda insan Hille’ye akın etti. Öte yandan Hille, İmâmiyye Şîası geleneğinde dinî hükümlerin aklî istidlâl yoluyla elde edilebileceğini savunan ekol olan Usûliyye’nin şekillenmesinde önemli bir yere sahiptir. Buna bağlı olarak Ca‘ferilik mezhebi için Hille ekolünden söz edilmektedir.

Hille’de doğup büyümüş veya burada bir süre yaşamış olan önemli şahsiyetler arasında şu isimler zikredilebilir: Dil âlimi ve tarihçi İbn Mühennâ (ö. 682/1283), coğrafyacı Zekeriyyâ el-Kazvînî (ö. 682/1283), Tabip-filozof İbn Kemmûne (ö. 683/1284), Türk zooloğu Boğdu (ö. 685/1286), Arap şairi ve edip Safiyyüddîn el-Hillî (ö. 749/1348), şair Fuzûlî (ö.963/1556). Ayrıca İmâmiyye Şîasına mensup çok sayıda fakih, muhaddis ve kelâmcı Hille’ye nisbet edilmekte olup aralarında öne çıkanlar şunlardır: Şiî fıkhında Ebû Ca‘fer et-Tûsî’yi taklid dönemini sona erdiren İbn İdris (ö. 598/1202), nakibüleşraflık yapmış olan fakih İbn Tâvûs (ö. 664/1266), fakih Muhakkık el-Hillî (ö. 676/1277), kelâmcı ve fakih İbnü’l-Mutahhar el-Hillî (ö. 726/1325), fakih Cemâleddin İbn Fehd (ö. 841/1437), Usûliyye akımının öncülerinden ve Cebeliâmil ekolünün kurucusu Şehîd-i Evvel (ö. 786/1384), fakih ve kelâmcı Süyûrî (ö. 826/1423). Ayrıca Hille Şiî kaynaklar bakımından çok zengin bazı kütüphanelere ev sahipliği yapmaktadır.

Günümüzde Babil kasabası ile birleşmiş durumda olan Hille, Babil muhafazasının merkez şehridir. Son dönemlerde hızla artan şehir nüfusu, 2016 yılında bir milyona yaklaşmıştır. Halkın büyük çoğunluğu Şiîlerden (%70-80) geri kalanı ise Sünnîlerden oluşmaktadır. Çöl ikliminin hâkim olduğu şehirde geniş sulama imkânı bulunan verimli tarım arazileri bulunmaktadır. Bölge hurma ve tahıl üretimi ile öne çıkmaktadır. 

  • J. Lassner, “al-Hilla”, EI², c. 3 (1986), s. 389-90.
  • Abdülkerim Özaydın, “Mezyedîler”, DİA, c. 29 (2004), s. 550-51.
  • Yûsuf Kerkûş Hillî, Târîhu’l-Hille fî’l-Hayâti’s-Siyâsiyye, Menşûrâtü’ş-Şerîf er-Râdî, Kum 1385/1965.
  • Yûsuf eş-Şemmerî, el-Hayâtü’l-Fikriyye fi’l-Hille: Hilâle’l-Karni’t-Tâsî‘ el-Hicrî, Darü’t-Türâs, Necef 1434.
  • Abdürrızâ ‘Avad, el-Havzatü’l-‘İlmiyye fi’l-Hille: Neş’etuhâ ve İnkimâşüha’l-Esbâb ve’n-Netâic (561-951 h./1167-1544), Dârü’l-Furât, Babil 2013.
  • Abdülcebbâr Nâcî, el-İmâretü’l-Mezyediyye el-Esediyye fi’l-Hille: Dirâse fî Ahvâliha’s-Siyâsiyye ve’l-Hadâriyye, el-Mektebetü’t-Tahassusiyyetü’t-Târîhiyye, Kum 2010.

Atıf Bilgisi

Hille. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/mekanlar/hille/183