- A +

Bursa yerleşmesi, Uludağ’ın kuzeybatı yamacıyla, Bursa Ovası’nın güneyinde kalan alan üzerinde gelişmiştir. Bugün hala aynı yerde bulunan Bursa, özellikle batıya ve kuzeydeki ovaya doğru gelişimini sürdürmektedir. Şehrin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı kaynaklarda M.Ö XI. yüzyıl Bithinya kralları tarafından kurulduğu kaydedilmiştir. Diğer Bithinya şehirleri gibi kralın adıyla tanınan şehrin o zamanlardaki adı kaynaklarda Prusias ad Olympum şeklinde geçmektedir (Sevim, 2004). Bithinyalılardan sonra uzun bir süre Roma yönetiminde kalan kadim şehir, Roma İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra ise Doğu Roma İmparatorluğunun hakimiyeti altına girer (İnalcık, 1992). Bu dönemde zaman zaman Türk akınlarının hedefi olan şehir, Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Süleyman Şah’ın 1080'de İznik'i fethetmesinden hemen sonra ele geçirilir. Ancak Osmanlılar bu bölgede tam olarak faaliyet gösterene kadar şehir tekrar Bizans’ın yönetimine geçer.

Şehrin külliyen kuşatılması ilk defa Osman Bey zamanında olmuş, oğlu Orhan Bey ve kıdemli kumandanların yardımıyla şehrin dış surlarından kararlı bir kuşatma başlatılmıştır. Bu uzun kuşatma sonucunda Bursa halkı mağlup olunca şehir Osmanlıya teslim edilmiş, böylelikle XIV. yüzyılın ilk çeyreğinde Osmanlı hakimiyeti kesinleşmiştir. Orhan Gazi zamanında şehir Osmanlı Beyliği’nin idari merkezliğini üstlenmiştir. Daha önce Bizans’a başkentlik yapmış İznik’in gölgesi altında kalan ve genelde imparatorluğun tarımsal gıda ihtiyacını karşılayan bir kale şehri özelliğinde sıkışıp kalan Bursa, Osmanlının imar faaliyetleri sonucu askerî görünümden çıkıp, toplumsal, ekonomik ve idarî fonksiyonları bünyesinden bulunduran bir hüviyet kazanmıştır. Orhan Gazi’nin, Bursa’yı beyliğin merkezi yapmasının hemen akabinde kalenin doğu tarafında cami (Orhan Camii), imâret, medrese (Orhan Gazi), tekke (Abdal Murad, Abdal Musa) hamam (Eski-Yeni, Orhan Gazi) ve kervansaraydan (Beyhanı, Emirhanı) oluşan bir külliye vücuda getirdiği bilinmektedir. Bu imar faaliyetleri sebebiyle de kimi kaynaklarda Bursa Osmanlı’nın ilk şehri olarak geçmektedir (İnalcık, 1992; Sevim,2004).

Orhan Bey zamanında gerçekleştirilen itinalı imar çalışmaları I. Yıldırım Bâyezîd döneminde doruk noktasına ulaşır. Bu dönemde Osmanlı’nın ilk bedesteni, şehrin en büyük Cuma cami olan Ulu Camii, çeşitli medreseler, imaretler ve hamamlar inşa edilir (Sevim, 2004). Lakin hemen ardından Anadolu şehirlerinin genelini etkileyen Timur istilası sonrası Bursa'nın yükselişi yavaşlar ve yerine Edirne devletin başşehri haline gelir. Şehir, daha sonra Fatih Sultan Mehmet’in vefatı sonrasında başlayan taht kavgalarının merkezlerinden biri olduğunda tekrar önemini kazanırken, Cem Sultan hadisesinin sonlanmasıyla siyasî açıdan stabil bir döneme geçer.

Bununla birlikte şehir mekansal gelişim ve nüfus büyüklüğü açısından XVII., XVIII. ve XIX. yüzyıllar boyunca gelişmesini devam ettirir. Osmanlı idaresi altında Bursa, Hristiyan dünyasına yakın, milletlerarası bir ticaret merkezi olarak değerlendirilip, ticarette ehil olan Ceneviz ve Venedik’ten tüccarları kendine çekebilmiştir. Öyle ki şehre Şam-Halep-Bursa yolu üzerinden ve İskenderiye-Antalya deniz yolu üzerinden yoğun bir trafiğin olduğu kaynaklarda da geçmektedir. Bununla birlikte bu potansiyelinin IX. yüzyılın sonuna kadar korunabildiği bilinmektedir (İnalcık, 1992). Bursa, tüm bu vakit boyunca daima Osmanlının en önemli üç şehri arasında kalabilmeyi başarırken, İbn Batuta, Bertrandon de la Broquiere, Polonyalı Simeon, Evliya Çelebi, Kâtip Çelebi ve Jean de Thevenot gibi seyyahların eserlerinde de tarım ürünleri ve su kaynaklarının bolluğu ve ticaretteki önemiyle övülür (Yahşi, 1998).

Bursa, ticari değerinin yanında, içerdiği ilim ve kültür zenginliği ile gerek Osmanlı zamanında gerekse günümüzde her zaman önemli bir yere sahip olmuştur. Şehirde birçok önemli Osmanlı devlet adamının yanında âlim, mutasavvıf, tarikat şeyhi, şair, edip ile tarihçiler de yetişmiştir. Aşağıdaki isimleri bunlara örnek olarak gösterebiliriz: Tasavvufî ve tarihî eserleri yanında harflerin sihrî fonksiyonlarına ve cifr, simya, vefk gibi bâtınî konulara dair eserleriyle tanınan sûfî müellif Abdurrahman Bistâmî, Osmanlı döneminde Bursa hakkında yazdığı monografisiyle tanınan İsmail Beliğ, Batı dünyasından etkilenen ilk Osmanlı hekimlerinden biri olan Şemseddin Fenârî, Osmanlı âlimi ve müftüsü Molla Hüsrev, kıraat âlimi, Osmanlı müftüsü Molla Yegân, Osmanlı âlimi Molla Zeyrek, divan şairi ve Nakşibendî şeyhi Lâmiî, Aziz Mahmud Hüdâyî’nin şeyhi, mutasavvıf-şair Üftâde, Halvetiyye’nin Mısriyye kolunun kurucusu, mutasavvıf şair Niyâzî-i Mısrî, Türkçe kaleme alınmış mevlidlerin ilki ve en meşhuru olan Vesîletü’n-necât’ın müellifi Süleyman Çelebi, Celvetî şeyhi, müfessir, şair Bursalı İsmâil Hakkı, Molla Fenârî’nin torunu, dilci, kelâm ve fıkıh âlimi Hasan Çelebi, Türk edebiyatında nazım ve nesir türünde çeşitli eserler veren, fakat daha çok Çengnâme adlı manzum eseriyle tanınan şair Ahmed-i Daî, Divan şairi Ahmed Paşa, Osmanlı hekimi Tâceddin Ömer Şifâî, Divan şair  Cinânî, Osmanlı tarihçisi Neşrî, Cizyedârzâde Ahmed, kendi adıyla da anılan şairler tezkiresi ve vefeyâtnâme türündeki eseriyle tanınan tezkire yazarı İsmâil Beliğ, Tanzimat dönemi komedi yazarı Ferâizcizâde Mehmed Saî.

Bugün şehirde ulaşabileceğimiz somut tarihi varlıklarımızı da görmemiz mümkündür. Başlıca büyük abideler arasında, Orhan Bey döneminde yapılan Orhan Camii ve Külliyesi, Lala Şahin Paşa Medresesi; XIV. yüzyılda yapılan Hüdavendigar Camii ve Külliyesi; I. Bayezid döneminde inşa edilen Eyne Bey ve Molla Fenârî medreseleri, Ulucami ve Yıldırım Bayezid Külliyesi; Çelebi Sultan Mehmed tarafından XV. yüzyılda inşa edilen Yeşilcami ve Külliyesi; II. Murad'ın Muradiye Külliyesi; Fatih döneminde inşa edilen Ahmed Paşa Medresesi zikredilebilir.

Günümüzde Marmara Bölgesi sınırları içerisinde yer alan Bursa ili, 2019 TÜİK verilerine göre 3.056.120’lik nüfusuyla Türkiye’nin önemli sanayi, tarım, kültür ve turizm merkezi olarak geçmişteki değerini korumaya devam etmektedir.


  • Ö. Düzbakar, “XVII. Yüzyıl Sonlarında Bursa’nın Ekonomik ve Sosyal Hayatı”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2003.
  • T. Gökçurak, “31 No’lu Bursa Tereke Defterine Göre Bursa Şehri’nin Sosyo-Ekonomik Hayatı (1510-1512)”, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Balıkesir 2016.
  • H. İnalcık, “Bursa”, DİA, c. 6 (1992), s. 445-449. 
  • S. Sevim, “Bursa Şehrinin Başkentlik Sürecindeki Gelişimi 1326-1362-1402”, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa 2004.
  • E. Seylan, “Bursa (Bugünkü Bursa)”, DİA, c. 6 (1992), s. 450-451.
  • T. Yahşi, “Bursa’nın Tarihi Coğrafyası”, Marmara Üniversitesi Orta Doğu ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1998.

Atıf Bilgisi

Bursa. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/mekanlar/bursa/16