Mehmet Ali Paşa Camii

(1830 - 1848)
- A +

Tarihçe

Osmanlı Devlet’inin Mısır yönetimi, Napolyon Bonapart’ın 1798 yılında yaptığı Mısır çıkarmasıyla zayıflamıştır. Mısır’ın geri alınmasının akabinde dönemin valisi olan Hüsrev Paşa’nın firarı sebebiyle, vezirliğin emri ile 1805 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşa Mısır’a vali olarak atanmıştır. Mısır’ı 45 yıl ailesi ile birlikte yöneten Kavalalı, vali olmasının ardından güçlenerek, bu bölgede iç işlerinde serbest dış işlerinde Osmanlı Devlet’ine bağlı bir hanedanlık kurmuştur.

Mehmet Ali Paşa, 1830 yılında İstanbul’dan getirilen Mimar Yusuf Boşnak’ın başında olacağı bir mimar ve usta ekibine verdiği emirle, Mehmet Ali Paşa Camii inşaatını başlatmıştır, Vefat ettiği 1848 yılına kadar camiinin yalnızca kaba inşaatı tamamlanmış, süslemeleri eksik kalmıştır. Torunu Hidiv I. Abbas Hilmi Paşa, cami inşaatının barok ve rokoko tarzı süslemeleri, mermer işleri ve Mehmet Ali Paşa’nın kabrinde bulunan pirinç parmaklıkları tamamlamıştır. Ardında 1863 yılında Hidiv’liğe geçen torunu İsmail Paşa Sultan Abdulaziz Mısır’a geldiğinde, Sultan’ın camide namaz kılabilmesi için maksure ve tuvaletler inşa ettirmiştir. İsmail Paşa’nın oğlu Tevfik Paşa ise 1879 yılında, caminin bir takım yıpranmış yapı malzemelerinin yenilenmesi için büyük çaba göstermiştir. 1936-1939 yılları arasında Kral Faruk’un emri ile fazlasıyla zarar görmüş kemerler ve kubbeler neredeyse tekrar inşa edilmiştir.

Cami Genel Yapısı

Mehmet Ali Paşa Camii, şadırvanlı bir avludan, merkezî planlı, duvarları kesme taştan imal edilmiş, barok süslemelere sahip bir yapıdır. Yapı, Kahire’nin en yüksek alanı olan Kahire Kalesi’nin ortasında, tekrardan yükseltilerek şehre hakim bir konumda inşa edilmiştir. Cami güney-doğu, kuzey-batı doğrultusunda inşa edilmiş olup, avlu kısmı kuzey-batı, ibadet mekanı ise güney-doğu(kıble) konumundadır.

Avlu

Ölçüleri 54x53 metre olan avlunun yaklaşık kare yapısının, güney-doğu cephesinin tamamı cami son cemaat yerine aittir. Avluya girişler, doğu ve batı köşelerinde bulunan kapılarla mümkündür. Avlunun altında büyük sarnıçlar bulunmaktadır. Avlu, çevresi tek merkezli kemerlere sahip revaklarla çevrili olup, her kemerin taşıdığı kırk yedi adet küçük revak kubbesine sahiptir. Her bir kubbenin üzerinden pirinç alem bulunmaktadır. Dış kısımları kurşunla kaplı kubbelere pandantiflerle geçilmiş, ayrıca iç kısmında ise barok ve rokoko tarzı tezyinatlara yer verilmiştir. Kuzey-batıda bulunan revakların ortasında kalan iki revaklık birimde, 1848 yılında Fransa Kralı Luis Philip tarafından hediye edilmiş saat kulesi bulunmaktadır. Avlu, dışarıdan ve içeriden mermer malzemeyi andıran kaymak taşı ile kaplanmış, her bir revakın ortasından dikdörtgen şeklinde pencereler açılmıştır.

1844 tarihinde inşa edilen şadırvan, yuvarlak sütunlara sahip olan avlunun aksine sekiz adet dilimli merdiven sütunlarla yapılmıştır. Sütunların taşıdığı tek merkezli kemerin üstünde, renkli bitkisel motiflere sahip saçak bulunmaktadır. Kubbeli olan şadırvan, kubbe içinde rokoko bitki süslemeleri bulunmaktadır. Kubbe içerisine, ayrıca abdest ayeti hat sanatıyla yazılmıştır.

Cepheler

Caminin kuzeybatı cephesi avlunun güneydoğu revakını kapsamaktadır. Dış mekandan avluya ve avludan harim kısmına açılan giriş kapılarının revakları diğer revaklara nispeten daha büyüktür. Yine tek merkezli kemere sahip yüksek revak altında ve ortada bulunan harim giriş kapısı, her iki yanda dörder adet dikdörtgen şeklinde açılmış pencereye sahiptir. Kapı keperi üzerinde yapım kitabesi bulunmakta olup, köşelerinde ay yıldız motiflerine ve en üstte ise Sultan Abdulmecid’in ismine yer verilmiştir. Giriş kapısının yanındaki pencere üstlerinde, bir kuşak şeklide Fetih Suresi nakşedilmiştir. Revak bitim hizasının üstü, kesme taşla örülen cami duvarında dokuzarlı iki kattan on sekiz adet bronz parmaklıklı mermer çerçeveli pencerelere sahiptir. Caminin bu cephesinin köşelerinden 84 metre yüksekliğinde minareler yükselmektedir. Kare kaideler üzerine yükselen minarelerin gövdeleri sekizgen ve yivlidir. Silmelerden meydana gelen iki de şerefeye sahiptirler.

Köşelerinden payandalarla desteklenmiş mihrap, güneydoğu cephesinden yarım kubbe ile örtülmüş şekilde dışarı çıkıntı yaparak içeride eyvan oluşturmuştur. Mihrap çıkıntısında, mihrabın her iki yanında iki katlı pencereler açılmıştır. Çıkıntısı olmayan cami cephesinde ise aynı üslupta üç kat pencere açılmıştır. Mihrap eyvan çıkıntısının yüksekliği revaklarla aynı olup, bu yüksekliğe kadar kaymak taşı ile kaplanmıştır.

Kuzeydoğu ve güney batı cepheleri simetrik şekilde dizayn edilmiştir. Bu cephelerde, avlunun revakları dışa dönük bir şekilde devam etmektedir. Ortada bulunan altıncı revak diğer revaklara göre daha büyük tasarlanmış ve bu revakın altında giriş kapısı düşünülmüştür. Revaklar yapının aynı yükseklikteki diğer kısımlarında olduğu gibi kaymak taşı ile kaplanmış ve her revakın üstünde küçük revak kubbesi bulunmaktadır. Burada da her revakın ortasında dikdörtgen şeklinde pencereler açılmıştır. Harim yan kapıları ile birlikte dış mekandan yapı alanına dört kapıyla girilmektedir. Harim kısmına açılan kapıların üstünde namaz ayetleri hat sanatıyla işlenmiştir.

Caminin, ortada bir büyük bir kubbe, bu kubbenin desteklendiği dört yarım kubbe ve  köşe kısımlarında ise dört adet daha küçük kubbeye sahip olduğu görünmektedir. Kubbelerin tamamı kurşunla kaplanmıştır.

Harim

Kenar ölçüsü 41 metre olan kare plana sahip harim kısmının örtüsü olarak, 21 metre çapında ve 52 metre yüksekliğe sahip merkezi kubbe ve bu merkez kubbenin dört tarafında dört adet yarım kubbe bulunmaktadır. Merkezi kubbe, dört adet fil ayakla desteklenmektedir. Yarım kubbelerin arasında kalan boşluklar ise dört küçük kubbe ile kapatılmıştır. Kubbelere geçiş elemanları pandantiflerdir. Bu pandantifler üzerindeki sekizgen kasnakta, aydınlatmayı sağlamak için pencereler açılmıştır. Kıble (güneydoğu) kısmı kıble yönünde eyvan oluşturularak yarım kubbe ile üstü örtülmüştür. Cami içi duvar kaplaması 11 metre yüksekliğe kadar kaymak taşı kullanılarak inşa edilmiştir. Kaplamanın üstü ise yıldızlı motiflerle süslenmiştir. Kubbe içlerinde rokoko tarzında çiçek desenleri ve kabartmalı tezyinatlar bulunmaktadır. Ayrıca kubbe içinde ve pandantiflerde çeşitli hat sanatlı yazılar mevcuttur. Mihrap ise kıble yönündeki eyvanın ortasında, çeşitli tezyinatlarla süslenmiş olarak varlığını korumaktadır.

Özgün minber kıble eyvanının batı köşesinde, altın yaldızlı süslemelerle ahşap bir yapıya sahiptir. Asıl minberin uzak olması sebebiyle Kral Faruk döneminde, pirinç kapılı, beyaz mermer üzerine kırmızı mermer kakmalı yeni bir minber inşa edilmiş ve mihrabın doğu tarafına konumlandırılmıştır.

Kuzeybatı duvarındaki kapılarından merdiven ile geçilebilen müezzin mahfili, sekiz sütun üzerine oturtulmuş ve pirinç korkuluklara sahiptir. Caminin batı köşesindeki, kubbeyle örtülü, pirinç parmaklıklı alan ise Mehmet Ali Paşa’nın kabrinin olduğu mekandır. 

  • Oktay Aslanapa, Osmanlı Devri Mimarisi, İnkılap Kitabevi, İstanbul 2004, s. 524-527.
  • A. Ali Bayhan, “Mehmed Ali Paşa Camii”, DİA, c. 28 (2003), s. 440-442.
  • Abdullah Atia Abdülhafız, "Osmanlı Döneminde İstanbul İle Kahire Arasında Mimari Etkileşimler", Yayınlanmamış Doktora Tezi, İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1994, s. 82-88.
  • Mohammad al-Asad, "Mosque of Mohammad 'Ali in Cairo", Muqarnas IX, Leiden 1992, s. 39-55.
  • Doris Behrens-Abouseif (ed.), Islamic Architecture in Cairo, Suplements to Muqarnas III, Leiden 1989, s. 168-170.
  • A. Ali Bayhan, "Mısır’da Osmanlı Devri Mimarisi", Yayınlanmamış Doktora Tezi, YYÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997, s. 126-131.

Atıf Bilgisi

Mehmet Ali Paşa Camii. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/mehmet-ali-pasa-camii/3479