- A +

Merkezi kubbeli medreselerden biri olan Karatay Medresesi, mimarisi ve iç yüzeylerindeki çini kaplamaları ile Anadolu Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak Konya’da 649/1251 yıllarında yaklaşık kırk yıl devlet hizmetinde bulunan Celâleddin Karatay bin Abdullah tarafından inşa ettirilmiştir. Medreseyi inşa ettiren Celâleddin Karatay’ın Selçuklu hükümdarları tarafından azat edilerek Konya’ya yerleşen bir ailenin çocuğu olduğu ifade edilmiştir. Vakfiyede isminin yanında geçen “eş-şehri” ifadesinden Konyalı olduğu anlaşılmaktadır. 1254 yılında Kayseri’de hastalanarak öldükten sonra Konya’ya getirilmiş ve medrese içinde kendisi için hazırlanan türbeye defnedilmiştir (Konyalı, 1964).

Anadolu medreseleri arasında oldukça tanınmış bir yapı olan Karatay Medresesi, Alâeddin Tepesi’nin yakınlarında ve Kemâliye Medresesi’nin karşısında bulunmaktadır. Kapalı medreseler içinde iki veya tek eyvanlı medrese grubuna dahil edilen medrese kesme taş, mermer ve tuğla malzemeden inşa edilmiştir. Medreseden günümüze merkezi kubbesi, ana eyvanı ve bazı kısımları ulaşmıştır. Taç kapısının inşasında ve tezyininde yeni üslup denemeleri göze çarpar. Medresenin orta mekânının duvarları, kubbe kasnağı ve kubbesi çinilerle kaplıdır. Merkezi kubbede bulunan geometrik motifli çiniler kubbeye hareket kazandırmakta, duvarlarda bulunan yazılar, pencere kemerlerinin etrafındaki farklı desenlerdeki çini mozaikler kubbenin zenginliğini artırmaktadır. Ağırlığını kaybeden ve zeminden yükselen kubbe büyük eyvanla güzel bir uyum sağlamış ve bu mekân birliği Osmanlı dönem cami mimarisinin gelişmesine katkı sağlamıştır. Bu zenginlikle beraber çini tezyinat mimariyi boğmaz, bilakis yapıyı dengeli bir hâle getirir. Karatay Medresesi'ne estetik anlamda farklı bir hava katarak onu diğer medreselerden ayıran çinilere ek olarak medrese planı da bazı özellikler taşır. Bunlardan biri giriş kısmının güney doğuya, köşeye yakın bir yerde konumlandırılmasıdır. Medresenin girişi dışında tam bir simetrinin gözetilmesi de plan bakımından dikkate alınması gereken bir diğer husustur (Sözen, 1972; Aslanapa, 1991).

Karatay Medresesi’nin portali güney cephesinin sol köşesinde yer almaktadır. Kapıdan geçilen kare biçimli giriş holü, iki köşedeki üçgenli bingiler ve portalin arka yüzündeki çini süsler bu mekânın esasen kubbeli olduğunu ortaya koymaktadır. Giriş holünü takiben medresenin üstü kubbeyle örtülü merkez holüne geçiş yapılır. Merkezi mekânın ortasında bir havuz bulunmakta olup havuzun güney doğu köşesindeki yuvarlak çanak ve batısındaki kıvrımlı su yolu merkezi mekânı farklılaştıran unsurlardandır. Merkezi hol mevcut durumda bir pencere ile kapatılmış olsa da inşa edildiği dönemde kubbenin açık olduğu, buradan geçen yağmur sularının ortadaki havuzda toplandığı bilinmektedir. Merkezi holün batısında yer alan eyvan holün döşeme seviyesinden iki basamak yüksekte yer alır. Eyvanın güneyinde yer alan ve 7.15 x 6.80 m. boyutlarında olan kubbeli mekân Celâleddin Karatay’ın türbesidir ve içindeki sanduka da ona aittir (Kuran, 1969).

Konyalı (1964) Konya’daki Selçuklu dönemi eserlerinin iri taneli bir inci tespihe benzetilmesi durumunda Karatay Medresesinin bu tespihin pırlanta imamesi olacağını ifade ederek medresenin güzelliğini tasvir eder. Yine ona göre medrese giriş kapısının doğuya açılmasıyla Türk yapı geleneğine uygun davranılmıştır. Medrese taç kapısı Alaeddin Camii’nin kitabesinin bulunduğu kapının daha olgunlaşmış ve incelmiş bir kopyası olarak değerlendirilmiştir. Karatay Medresesi’nin mimarı söz konusu olduğu zaman Konyalı şöyle demektedir: “Eğer bir abideye vesikaya dayanmadan mimar yakıştırmak ve uydurmak cesaretinde bulunabilseydik tereddütsüz diyebilirdik ki bu medreseyi de I. Keykubad adına Alâeddin Camisi’ni yapan mimar Havlan-i Dimeşki yapmıştır”. Kapı çerçevesi üzerinde yer alan kitabenin üzerinde yapraklar halinde şekiller işlenmiş ve bu şekillerin içi Hz. Peygamber’in hadisleri ile tezyin edilmiştir. Portalin sağında ve solunda yer alan sütunların dışında mermerle ve renkli taşlarla işlenmiş iki pano bulunur. Bu pano içinde yer alan kabartma süsler Oğuz Han ve Afşar oymağına gönderme yapar. Konyalı, Mimar Kemâleddin’in bir makalesine atıfla medresenin mermer kapısının mükemmel bir mimari eser olduğunu, Türk mimarlığının sekiz asır önce oluşan kurallarını bu kapıyı tetkik etmek suretiyle öğrenmek gerektiğini ifade eder. Vakfiye kayıtlarına göre medrese içinde bir de mescidin bulunduğu ve fakat bu mescidin III. Murad zamanda yıkıldığı ifade edilmektedir.

Medresenin vakfiyesi 1253 yılında hazırlanmıştır. Vakfiye şartlarına göre talebelerin dört sünni mezhepten herhangi birine mensup olabilecekleri ve fakat müderris ve muidin (müderris yardımcısı) Hanefî mezhebinden olması şart koşulmuştur. Bununla beraber Şâfiî mezhebinden zaman zaman müderris tayini olmuştur. Vakfiyede müderrisin dersine ek olarak, talebe, imam ve müstahdemlerin maaş ve tayin işleri ile ilgili hükümler de yer almaktadır (Atçeken, 1998). Baykara (1985) ise Mevlânâ’nın bir mektubuna dayanarak zamanında Karatay Medresesi’nin önem ve itibar bakımından yine Konya’da bulunan Atabekiye Medresesi’nden ardından geldiğini ifade eder. Tanpınar (1969) ise Eflâkî’ye dayanarak Hz. Mevlânâ ile Şems’in bu medresede ulemâ arasındaki bir tartışmaya katıldığına yönelik bir hatıra nakleder ve fakat bunun zayıf bir rivayet olduğunu da ekler.

Tarihi kayıtlardan yola çıkılarak medresenin farklı dönemlerde bakım ve onarımlar geçirdiği anlaşılmaktadır. Mühimme Defterlerine dayanılarak verilen bir bilgiye göre 1609 yılında medrese bir tamirat geçirmiştir. Yine Konya Şeriyye Sicilleri’nde yer alan 1748 tarihli kayıtlara göre medresenin bazı yerleri harap olduğu için tamire muhtaç olduğu ifade edilmiştir. 1891 yılında Konya’ya gelen Fransız şarkiyatçı Clement Huart medresenin tamamen metruk ve kullanılmaz durumda olduğunu yazmaktadır. 1900’lerin başında Konya’ya gelen Mimar Kemâleddin ise medresenin harabeye döndüğünü söylemektedir. Tarihi süreç içinde zaman zaman tamir edilen Karatay Medresesi 1935, 1952, 1953 ve 1957 yıllarında yeniden onarılmış, son restorasyonları ise 1988 ve 1993 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Bakım ve onarım çalışmaları zaman zaman devam eden medrese 1955 yılından itibaren Çini Eserleri Müzesi’ne dönüştürülmüştür (Atçeken, 1998; Erdemir, 2001).

Sonuç olarak ifade etmek gerekirse Anadolu Selçukluları döneminde inşa edilen medreseler arasında önemli bir konuma sahip olan Karatay Medresesi teşkilatı, eğitim öğretim faaliyetleri, mimari kuruluş ve planı, malzeme ve süslemesi gibi pek çok açıdan diğer medreselere göre farklılık göstermiştir. Mimari yapısının sağlam bir şekilde günümüze ulaşmasına ilaveten vakfiyesi dolayısıyla inşa edildiği zamana ilişkin inşa tarihi, eğitim ve öğretimi, bakım ve onarımı gibi pek çok detaylı bilgiye ulaşılabilmekte bu husus da Karatay Medresesi’nin farklı bir özelliği olarak ortaya çıkmaktadır. Medrese günümüzde Kubad Âbad ve Konya Saray çinilere ek olarak Selçuklu yapılarına ait çinilerin, Kütahya ve Çanakkale seramiklerinin sergilendiği bir çini müzesi olarak hizmet vermekte ve Konya’da en çok ziyaret edilen eserler arasında bulunmaktadır.

  • Oktay Aslanapa, Anadolu’da İlk Türk Mimarisi Başlangıcı ve Gelişmesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Ankara 1991.
  • Zeki Atçeken, Konya’daki Selçuklu Yapılarının Osmanlı Devrinde Bakımı ve Kullanılması, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1998.
  • Tuncer Baykara, Türkiye Selçukluları Devrinde Konya, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 1985.
  • Yaşar Erdemir, Karatay Medresesi Çini Eserler Müzesi, Konya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü, Konya 2001.
  • İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Konya Tarihi, Yeni Kitap Basımevi, Konya 1964.
  • Abdullah Kuran, Anadolu Medreseleri, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Ankara 1969.
  • Metin Sözen, Anadolu Medreseleri Selçuklular ve Beylikler Devri, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, İstanbul 1972.
  • Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1969.
  • Orhan Cezmi Tuncer, Anadolu Selçuklu Mimarisi ve Moğollar, Ankara 1986.

Atıf Bilgisi

Karatay Medresesi. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/karatay-medresesi/3467