- A +

Eserin Adı

el-Mansûr Kalavun Külliyesi

Yeri

Batı Fâtımî Sarayı, Kahire, Mısır

Yapım Yılı

1284-1285

Mimar

Emîr Alemüddin Sencer eş-Şücâ

Peryod/Hanedan

Memlük

Yönetici

el-Melikü’l-Mansûr Seyfeddin Kalavun


Memlük Sultanlığı’nın en güçlü olduğu Baybars döneminin (1261-1277) ardından, oğulları Berke Han (1277-1279) ve Adil Sülemiş’in (1279) yönetim problemleri ile geçen iki yılın sonunda, devleti el-Melikü’l-Mansûr Seyfeddin Kalavun (1279-1290) yönetmeye başlamıştır. Sultan Kalavun, hükümdarlığının altıncı yılında külliyeyi inşa ettirmiştir. Kalavun Külliyesi:

  • Bîmâristanı: 683 Rabîülevvel ayında (Haziran/Temmuz 1284) başlamış, 683 Ramazan ayında (Kasım/Aralık 1284) tamamlanmış,
  • Türbesi: 683 Şevval ayında (Aralık 1284/Ocak 1285) başlamış, 684 Sefer ayında (Nisan/Mayıs 1285) tamamlanmış,
  • Medresesi: 684 Sefer ayında (Nisan/Mayıs 1285) başlamış, 684 Cemâziyelâhir ayında (Temmuz/Ağustos 1285) tamamlanmıştır.

Bir başka ifadeyle külliye, beş ay bîmâristan, dört ay türbe ve dört ay medrese yapımı olmak üzere toplam oniki ay gibi kısa bir sürede inşa ettirilmiştir. L tipi plan yapısına sahip olan külliye; medrese, bîmâristan ve türbeden meydana gelmektedir. Taş malzemeyle inşa edilen yapıda birçok devşirme taş ve sütun başlıkları bulunmaktadır.

Memlük Sultanlığı’nın külliye mimarisinin karakteristik şekli, ilk olarak Sultan Kalavun hastanesinde (bîmâristanında) görülür. 1284-1285 yılları arasında inşa edilen külliye dört eyvanlı medrese-cami tipinin en önemli temsilcisidir. Külliyenin sokak üzerindeki tek cephesi, medrese ve türbenin güneydoğu cephesinden oluşmaktadır. 67 metre uzunluğunda olan bu cephenin, 35 metresi türbe, 9 metresi giriş bölmesi ve kalan 23 metresi de medreseye aittir. Türbe ve medrese aynı hizada bulunmamaktadır. Medresenin türbeye göre yaklaşık olarak 10-15 metre daha önde durduğu görülebilir. Giriş kapısı ile başlayan koridor, bîmâristana kadar uzanarak, türbe ve medreseyi birbirinden ayırır. 10 metre yükseltilen ahşap ve görkemli koridor, kuzey-doğu güney-batı doğrultusunda ve L-şeklinde bir başka koridorla birleşerek bîmâristana ulaşır.

Giriş Kapısı

Özgünlüğünü koruyan taçkapı, siyah-beyaz mermerden geçmeli motiflerle yuvarlak bir kemerle çevrelenmiştir. Geometrik şekillerin bulunduğu tunç kapılar ise tipik Selçuklu süslemelerini göstermektedir. Kalavan Külliyesi giriş kapı özelliği Kahire’de ilk defa görünmektedir.

Türbe

Yaklaşık olarak 20 metre yüksekliğe sahip türbe cephesi, en altta granit sütunlarla başlayan, sütun başlıklarıyla birleşip devam eden taş sırası, sivri kemerli nişler oluşturarak üç kat pencereyi oluşturmaktadır. En alttaki pencereler dikdörtgen şeklinde ve demir kafesli olup, orta sıradaki pencereler sivri kemerlidir. Üst sıra ikiz sivri kemerli pencerenin hemen üstünde ise yuvarlak pencereler mevcuttur. Gotik öğelerin yoğunluklu olduğu cephede, sütun bitim hizasının yaklaşık 1 metre yukarısında bulunan yazı şeridinde yaptıranın adı, yapım başlangıç ve bitim yıllarının sülüs hatla yazıldığı görülmektedir. Yapının kuzey yönüne bakan köşesinden dört köşe minare ve yapının ortasından kubbe yükselmektedir. Duvarların üzeri ise üçgen biçiminde basamaklı tuğlaların oluşturduğu büyük mazgal dişlileri sıralanmaktadır.

Türbenin ortasında dört sütunun ve dört payenin taşıdığı kubbe bulunmaktadır. İki çift sütun ve iki çift payenin karşılıklı konumlandırılması yapının, Kudüs’te bulunan Kubbetü’s-sahrâ’nin sekizgen yapısına benzetilmesine neden olmaktadır. Özgün kubbenin tahrip olması sonucu şu anda mevcut bulunan kubbe Kalavun’un oğlu el-Melikü’l-Eşref Halîl b. Kalavun’a ait türbenin (687/1288) kubbesine göre tekrar tasarlanarak uygulanmıştır. Sekiz kemerle duvarlara bağlanan kubbe ile arada oluşan sekiz bölümün tamamı geometrik kompozisyonile tasarlanan çeşitli renklerle boyanmış ahşap tavanla örtülmüştür. Bunun yanı sıra yapı, iç mekanda bulunan ahşap kanatların mermer, sedef ve renkli taşlarla oluşturulan tezyinatlar, ayrıca özelleşmektedir. Türbe içerisindeki yarım daire kemerli nişlerle oluşturulmuş 7 metre yüksekliği ve 4.5 metre genişliğindeki mihrap, üçlü sütunlarla ve iki renkli taştan örülmüştür. Mihrap nişinin içi ise geometrik desenli taş kakmalarla tezyin edilmiştir.

Medrese

Beş nişten oluşan medrese cephesinin ikinci ve dördüncü nişleri dışında türbenin cephe nişlerinin bir devamı gibi göründüğü açıktır. Türbe nişlerinden farklı olarak ilk kat mermer sütunlarla değil taş duvara işlenmiş nişlerle durmasıdır. Ayrıca sülüs yazı hattı da medresede devam etmemektedir. Türbe cephesinde de bulunan birinci kat silmesinin burada da devam ettiği görülmektedir. İkinci ve dördüncü nişler ise diğer nişlere oranla daha küçük fakat gotik göndermeleri yine de içinde barındıran nişler olarak yapılmıştır. Medrese cephesinin kuzey yönünde ise bir sebil bulunmaktadır. Bu sebil 726/1326 yılında, Mısır’ın en eski sebillerinden olup, Kalavun oğlu Sultan el-Melikü’n-Nâsır Muhammed tarafından külliyeye ek olarak yapılmıştır.

Giriş kapısının büyük koridorundan, sol cephede üçüncü niş boşluğundan geçerek medrese sahnına ulaşılacaktır. Medrese planında, yan eyvanları küçültülmüş olmasına rağmen dört eyvanlı bir şema örgüsünün varlığı açıkça görünmektedir. Bütünüyle korunamayan medresenin planı hakkında bilgiler mevcuttur. Avlu yanlarında ve eyvanlar arasında iki katlı talebe odaları bulunmaktadır. Kuzeybatı eyvanı cephe kemeri yıkılmış, en büyük eyvanı olan güneydoğu eyvanı medrese fonksiyonundan çıkarılmış, üç nefli cami haline getirilmiştir. Nispeten türbe mihrabından daha küçük olan medrese mihrabı niş köşelerinden uzanan birer sütunla varlığını sürdürmektedir. Yarım kubbesi ise asma kıvrık dallarında altın mozaiklerle süslenmiştir.

Bîmâristan (Hastane)

Kalavun, sultan olmadan önce 675(1276) yılında Bilâdü’ş-Şam’da iken ölümcül bir hastalığa tutularak Nûreddin Zengî’nin bîmâristanında tedavi görmüştür. Böylelikle Kahire’de benzer bir bîmâristan yapmak için Allah’a yemin etti. Kalavun, bîmâristanı yapmak için Batı Fâtımî Sarayı’nın yerini seçti. Medresede olduğu gibi dört eyvanlı bir kompleksten oluşan bîmâristan, ince mermer çeşmelere ve tezyinatlara sahip olduğu görülmektedir. Büyük bir kısmı harap olan bîmâristanın derin eyvanları, selsebil, kanal ve havuzlara sahip olduğu kalıntılardan farkedilmektedir. T biçiminde kuzeydoğu yönündeki eyvan üç kemerle avluya açılmaktadır. En geniş eyvan ise halihazırda yıkılmış olan güneydoğu eyvanıdır. Yapının kuzey kısmının odalarla çevrili iki avludan büyüğü erkek, küçüğü ise kadın hastalar ait odalar olduğu bilinmektedir.

Minare

Kalavun külliyesinin ilgi çeken yapılarından biri de minaredir. Üç katlı kare yapılı minarenin ilk katı, iki renkli taştan stalaktitli kirişler üzerine yarım daire kemerlere sahiptir. İlk kat yine stalaktitlerle son bulur. İkinci katta ise tekraren yarım daire kemerler devam etmektedir. Minarenin üçüncü katı el-Melikü’n-Nâsır Muhammed tarafından tekrar yapılmış, alçı tezyinatlar işlenmiştir.

  • Oktay Aslanapa, Türk Sanatı, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1990.
  • Doris Behrens Abouseif, “Kalavun Külliyesi”, DİA, c. 24 (2001), s. 228-229.
  • K.A.C. Creswell, Architecture of Egypt, Hacker Art Books, New York 1978.
  • Suut Kemal Yetki, İslam Mimarisi, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk ve İslam Sanatları Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara 1959.


Atıf Bilgisi

Kalavun Külliyesi. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/kalavun-kulliyesi/3468