İbnü'l-Mugallis

(ö. 324/936)
Zâhirî fakihi
- A +

Hayatı

Doğum yeri ve yılı hakkında bilgi yoksa da bütün kaynaklarda Bağdat’ta yetiştiği ve orada yaşadığı kaydedilmektedir. Hakkındaki kısıtlı bilgilerden anlaşıldığına göre Zâhirî mezhebinin kurucusu Ebû Bekir Muhammed b. Davud’dan fıkıh öğrenmiş; dedesi Muhammed ile Ali b. Dâvûd el-Kantarî, Ebû Kılâbe er-Rekâşî, Ca‘fer b. Muhammed b. Şâkir es-Sâiğ, İsmâil b. İshak el-Cehdamî, Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, Hasan b. Ali el-Ma‘merî gibi âlimlerden hadis dinlemiştir.

Yetiştirdiği öğrenciler ve kendisinden rivayette bulunanlar arasında Ebü’l-Hasan Haydere b. Ömer ez-Zendeverdî, Ali b. Hâlid el-Basrî, Ebü’l-Mufaddal eş-Şeybânî, Ali b. Muhammed el-Bağdâdî, Kâdî Abdullah b. Muhammed gibi isimler yer alır.

Bağdat’ta Mehdî nehrinin kenarında bir evde oturduğu ve kendisinden ilim öğrenmek için başka şehirlerden Bağdat’a öğrenciler geldiği rivayet edilmektedir. Genel olarak güvenilir, sika, sadık, ilim ve fazilet sahibi, herkes tarafından saygı duyulup öne geçirilen bir alim olarak tanınan İbnü’l-Mugallis, 4 Cemâziyelâhir 324/29 Nisan 936 tarihinde altmış yaşlarında iken Bağdat’ta vefat etmiştir.

Öğretisi

İbnü’l-Mugallis’in kaynaklarda ismi geçen bir hayli eserinden günümüze ulaşan olmadığı için onun usûl ve furûa ilişkin görüş ve düşüncelerini doğrudan kendi eserlerinden inceleyip değerlendirme imkanı yoktur. Ayrıca onun ilmi kişiliği ve görüşleriyle ilgili bilgiler diğer kaynaklarda da oldukça sınırlıdır. Bununla birlikte kaynaklar, Irak fakihi olarak adlandırılan İbnü’l-Mugallis’in kendi döneminde Zâhirî mezhebinin en büyük otoritesi kabul edildiğini ve bu mezhebin gelişip yayılmasında önemli rolü olduğunu bildirmektedir. O Zâhirîlik düşüncesinin ilmî müktesebatını ekolün kurucu imamı Dâvûd ez-Zâhirî’nin oğlu ve en önemli öğrencisi Ebû Bekr b. Muhammed’den tevarüs etmiş, kendisinden sonra da mezhep Bağdat’ta ders halkasının başına geçen öğrencisi Haydere b. Ömer ez-Zendeverdî ile Ali b. Muhammed el-Bağdâdî vasıtasıyla daha geniş bir çevreye yayılma imkanı bulmuştur. Dolayısıyla İbnü’l-Mugallis eserleri, yetiştirdiği öğrencileri ve söylemleriyle mezhebin iki önemli kurucu imamı Davuz ez-Zâhirî ile İbn Hazm arasında köprü görevi ifa eden önemli bir fakihtir.

Bilindiği gibi Davud b. Ali’nin temellerini attığı, İbn Hazm’ın kurumsal bir kimliğe kavuşturduğu Zâhirîlik düşüncesinin ayırt edici en önemli usûl prensibi, Kur’ân ve Sünnet nasslarının zâhirine sıkı sıkıya tutunarak onunla yetinme, dolayısıyla usûlî kıyas, istihsan, istislah, sahabe kavli gibi farklı tezahürleriyle zahir manayı aşan şahsî görüşe ve beşerî yoruma kapı açan kıyas/re’y düşüncesine kesin olarak karşı çıkmaktır.

İbnü’l-Mugallis’in de bu prensiplere sadık kaldığı ve aksini iddia edenlere karşı da bu prensipleri savunmaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Nitekim kaynaklar onun el-Kâmi’ lil-Mütehâmili’t-Tâmi’ adlı bir eserini, Dâvûd b. Alî’nin önemli öğrencilerinden olup önce Zahiri mezhebini benimseyen, fakat daha sonra Davud’a muhalefet edip kıyasın delil değerini reddetmeye yönelik bir eser yazan Muhammed b. İshâk el-Kâsânî’nin görüş ve eleştirilerine cevap olarak yazdığını bildirmektedir (Şîrâzî, Tabakâtü’l-Fukahâ, s. 176).

İbn Hazm da İbnü’l-Muğallis’in görüşlerine önem vermiş ve zaman zaman onun görüşlerini nakletmiştir. Muhtemelen onun eserlerini görmüş ve onlardan yararlanmıştır. İbn Hazm sahâbeden itibaren fakihleri sayarken fukaha-i emsâr’dan sonra bir grup fakihten bahsetmektedir. Bunlar arasında Zâhirîlerden üç kişiyi saymaktadır. Bunlar Dâvûd b. Alî, oğlu Ebû Bekr Muhammed ve İbnü’l-Muğallis’tir (İbn Hazm, el-İhkâm, c. 2, s. 96).

İbn Hazm’ın muasırı ve yakın arkadaşı İbn Abdilber de İbnü’l-Muğallis’in el-Muvaddah alâ Mezhebi Ehli’z-Zâhir adlı eserinden alıntıda bulunmuştur. Ayrıca kaynaklarda Taberî’nin öğrencisi Ali b. Abdülazîz b. Muhammed ed-Dûlâbî’nin, er-Red ʿalâ İbni’l-Muġallis adıyla bir kitap yazdığı bilgisi yer almaktadır.

İbnü’l-Mugallis’in kaynaklarda dağınık bir şekilde zikredilen furû-i fıkha dair görüşlerinden bazıları da şunlardır:

1. Hadesten taharet için su ve toprak bulamayan bir kimseden namaz kılma yükümlülüğü düşer. Vakit çıktıktan sonra abdest alma imkanına kavuşsa bile o namazı kılması gerekmez.

2. Sığır ve koyunların aksine develerden zekat gerekmesi için onların sâime olması şartı aranmaz. Sâime olana da olmayana da zekat gerekir.

3. İslâm devletinin gayrimüslim vatandaşlarından aldığı cizye vergisini kamu hizmetlerine harcanması gerekir.

4. Aralarında anlaşmazlık bulunan evli çiftlerin durumunu ele almak üzere tayin edilen hakemlerin, eşler kendilerine izin ve talimat vermedikçe evliliği sona erdirme yetkileri yoktur.

5. Fıkıh literatüründe sütü bol gözüksün diye satımdan önce birkaç gün sağılmamış süt hayvanına “musarrât adı verilir. Bu şekilde sütün hayvanın memesinde biriktirilmesine tasriye denir. Musarrât hadisi diye bilinen bir hadiste “deve ve davarlarda tasriye yapmayın, kim böyle bir böyle bir hayvanı satın alırsa sütü sağıp aldatıldığının farkına vardığında isterse hayvanı tutabilir, isterse bir ölçek (sâ‘ = 2175 gr.) hurma ile birlikte satıcıya iade edebilir” buyurulmuştur (Buhârî, “Büyû”, 64; Müslim, “Büyû”, 11). Cumhur hadiste sadece “deve ve davar” ifadeleri geçmesine rağmen kıyas yaparak bu hükme “sığırı” da dahil etmiştir. Zâhirîlerden İbnü’l-Mugallis ve İbn Hazm da bu görüşe katılmaktadır. Fakat onlar bu sonuca kıyas yoluyla değil başka bir hadisin umum ifadesine dayanarak varmaktadırlar. Davud b. Ali ez-Zâhirî ise hadiste sadece deve ve davar geçtiği için sığırı bu hükme dahil etmemektedir. Bu görüş İbn Muğallis’in ekolün kurucu imamından ayrıldığı görüşlerine bir örnek olarak dikkat çekicidir.

Öne Çıkan Eserleri

  • Ahkâmü’l-Kur’ân.
  • Kitâbü’t-Talâk.
  • Kitâbü’l-Velâ.
  • el-Muvaddah alâ Kitâbi’l-Müzenî: (Müzenî’nin el-Muḫtasar’ına reddiye olarak yazılmıştır).
  • Kitâbü’l-Mübhic.
  • el-Kâmiʿ li’l-Müteḥâmili’t-Tâmiʿ: (Dâvûd ez-Zâhirî’den ders almakla birlikte usûl ve fürûa ilişkin bazı meselelerde ona muhalefet eden Ebû Bekir Muhammed b. İshak el-Kâsânî’ye reddiye olarak kaleme alınmıştır).
  • ed-Dâmiğ: (Müellif bu eserini kendisine muhalefet edenlere karşı yazmıştır).

  • H. Yunus Apaydın, “Zâhiriyye”, DİA, c. 44, s. 97.
  • H. Mehmet Günay, “İbnü’l-Mugallis”, DİA, c. 21, s. 129-130.
  • Oğuzhan Tan, “Kökeni Oluşumu ve Algılanışı Bakımından İbn Hazm Öncesinde Zâhirîlik”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sy. 51/2 (2010), s. 137-166.
  • Alâ Hüseyin Muhammed, “Ârâü’l-Fıkhiyye li’l-İmâm İbni’l-Mugallis ez-Zâhirî”, Mecelletü’t-Câmi’atü’l-Irâkiyye, sy. 21/2 (2008), s. 195-226
  • Muhammed Hâdî Müezzin Câmî, Dâiretü’l-Meârif-i Bozorg-i İslâmî, c. 4 (1370), s. 648.

Atıf Bilgisi

İbnü'l-Mugallis. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/ibnul-mugallis/4748