- A +

Hac emirliği (emîrü’l-hac); kutsal kabul edilen mekânları belirli bir vakitte usulüne uygun şekilde ziyaret etmek anlamına gelen “hac” ile bir topluluğun idaresini yürüten kişi anlamındaki “emîr” kelimesinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş terkiptir.  Hacı adaylarının emniyet içerisinde dinî vecibelere uygun olarak hac farizasını yerine getirebilmeleri için ihtiyaç duyulan hac emirliği, İslâm tarihinde ilk defa Mekke’nin fethinden sonra Hz. Peygamber tarafından tevdî edilmiştir.

Attâb b. Esîd, 8/630 yılında Mekke valisi tayin edilmiş ve o yıl Mekke’deki Müslümanlara hac emirliği yapmıştır. 9/631 yılında haccın farz kılınmasıyla birlikte Hz. Peygamber, İslâm’ın gereklerine uygun hac yaptırması için Hz. Ebû Bekir’i tayin etmiştir. Bu durum, ilk hac emirinin hangisi olduğu konusunda kaynaklarda birtakım görüş farklılıklarına yol açmıştır. 10/632 yılında hac emirliğini Hz. Peygamber bizzat ifa etmiştir. Hulefâ-i Râşidîn döneminde halifeler, hacca gittiklerinde bu görevi kendileri üstlenmiş, gidemediklerinde ise yerlerine hac emirleri tayin etmişlerdir.

Dünyanın dört bir yanından hac ibadetini ifa için yola çıkan Müslümanların can ve mal güvenliğini temin sorumluluğundan dolayı hac emirliği, bazı dönemlerde özellikle hilafet makamlarının itibarını ve meşruiyetini de temsil eden önemli bir konum teşkil etmiştir. Nitekim hac kafilelerinin hareket bölgeleri genellikle Şam, Bağdat ve Kahire gibi hilafet merkezleridir.

Emevîler döneminde halifeler, hac emirliği yapmakla birlikte hacca bizzat gidemediklerinde genellikle Ümeyyeoğulları’na mensup şahısları ve hilafet makamına geçmesi beklenen veliahtlarını hac emiri tayin etmişlerdir. Fakat bu durumun istisnaları olmuş, Emevîler döneminin son çeyreğinde Benî Mahzum ve Ensar soyundan bazı şahıslar bu makama getirilmiştir. Abbâsîler döneminde başlangıçta halifeler ve Abbâsî ailesine mensup kişiler hac emirliği yaparken merkezi otoritenin zayıfladığı çeşitli dönemlerde farklı teamüllerin uygulandığı görülmektedir. Büveyhîlerin Bağdat’ta hakimiyet kurdukları süreçte genellikle Hz. Ali’nin soyundan gelen nakîbler (nakîbü’l-aleviyyîn) hac emirliği vazifesini ifa etmişlerdir. Öte yandan hac yolunun güvenliğinde zafiyetlerin oluştuğu dönemlerde bu görev kudretli kumandanlara tevdi edilmiştir. Meselâ Büyük Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey Bağdat’ta Büveyhî hâkimiyetine son verdikten sonra (1055) hac emirliği görevini Kûfe valisi olan Emîr Ebû Mansûr Kutluğ adlı komutana vermiştir. Abbâsîlerin son dönemlerinde tayin edilen hac emirleri askerî ve idarî görevleri birlikte yerine getirmişlerdir. Fâtımîler ise çeşitli yıllarda hac kervanları göndermiş ve Harameyn’de Fâtımî halifesi adına hutbe okutmuştur. 

Selçuklu ve Memlûk sultanları Abbâsî halifesine bağlılıklarını bildirerek bazı dönemlerde halife adına hac emirleri tayin etmişlerdir. Bu emirler, hac yolunda önemli imar faaliyetleri gerçekleştirmişlerdir. Mısır’ın 1517 yılında Osmanlı topraklarına katılmasıyla birlikte biri Kahire’de diğeri Şam’da olmak üzere iki hac emiri görevlendirilmeye başlanmıştır. Osmanlı döneminde Şam ve Kahire beylerbeyleri bazen hac emirliğini kendileri üstlenmiş bazen de eşraftan kişileri bu göreve tayin etmişlerdir. Bununla birlikte İstanbul’dan gönderilen beylerden ve yeniçeri komutanlarından hac emirliği yapanlar da olmuştur. Osmanlı hanedanı Haremeyn ve hac hizmetlerine dört yüzyıl boyunca üst düzey ihtimam göstermiştir. 1908 yılında hac yolculuğunu kolaylaştırmak için Hicaz demiryolu yaptırılmış, bu sayede hac emirinin emniyetle alakalı görevleri hafiflemiştir. Osmanlı Devleti’nin parçalanmasından sonra 1924 senesinde Suud hanedanının hükmü altına giren Hicaz’da hac emirliğinin yasaklanmasıyla bu kurum sona ermiştir. 1924’ten beri hac emirliğinin vazifeleri devletlerin ilgili bakanlıkları tarafından yerine getirilmektedir. Bununla birlikte hac emiri unvanı, Mısır’da 1954 senesine kadar yürürlükte kalmıştır. 

Hz. Peygamber’den sonra İslâm devletleri, hac emirliği müessesesini kendi dönemleri itibariyle günün imkân ve şartlarına uygun olarak teşkilatlandırmışlardır. Mesela Mekke ve Medine’ye surre, mahmil ve kisve gönderme geleneği Abbâsîler döneminde başlatılmış, Memlükler zamanında törensel bir mahiyet kazanmış ve Osmanlı döneminde en teşkilatlı safhasına ulaşmıştır. Bu gelişmeler ile birlikte hac emirinin maiyetine kafilenin ihtiyaçlarını gidermesi dışında Haremeyn’e gönderilen hediyelerin muhafazası için de pek çok görevli istihdam etmişlerdir.

Mekke’ye gidiş-dönüş güzergâhını ve yola çıkılacak uygun zamanı tayin, hac emirinin sorumluluklarındandır. Yolculuk esnasında hac emiri, kafilenin mal ve can güvenliğini tehdit eden durumlarla karşılaşırsa hacı adaylarının razı olması halinde savaşmakla veya malî harcama ile anlaşmaya vararak tehlikeleri bertaraf etmekle yükümlüdür. Hac emiri, hac farizasının idaresini sağlar. Ayrıca görev süresi boyunca çıkan anlaşmazlıkların hukukî çözümüne de nezaret eder. Hac emirinin mesuliyeti yola çıkılan hareket merkezine geri dönünceye kadar devam eder.

İslâm coğrafyalarında çeşitli dönemlerde, hac emirlerini, hac seyahatleri sırasında kafilenin geçtiği yolları, konaklama mekânlarını ve karşılaşılan olayları ele alan eserler telif edilmiştir. Bunlardan Hamedânî’nin (ö. 521/1127) Ümerâü’l-Hacc adlı eseri günümüze ulaşmamıştır. Makrîzî (ö. 845/1442), ez-Zehebü’l-mesbûk (fî zikri men hacce mine’l-hulefâi ve’l-mülûk) başlıklı eserinde, Hz. Peygamber’in veda haccından başlayarak, hacca bizzat giden halifeler, melikler ve ileri gelen vezirlere temas etmektedir. Abdülkâdir el-Cezîrî’ye (ö. 977/1569) ait Dürerü’l-ferâidi’l-munazzama fî ahbâri’l-hâc ve tarîki Mekkete’l-muazzama, hac hakkında yazılan eserlerin en önemlilerinden olup Hulefâ-i Râşidîn döneminden müellifin yaşadığı XVI. yüzyıl sonlarına kadar hac emirliği, hac kervanları, menziller, menzillerde ikamet edenler ve hac menâsiki ile ilgili malumatı içermektedir. Seyyâhların bir kısmı da eserlerinde hac emiri ile birlikte yapılan hac yolculuklarına dair detaylara yer vermişlerdir. Bu bakımdan İbn Cübeyr’in (ö. 614/1217) er-Rihle’si en önemli kaynaklardandır. İbn Battuta (ö. 770/1368) er-Rihle’sinin muhtelif bölümlerinde hac yolculuğuna yer vermiştir. Evliya Çelebi (ö. 1096/1685) ise on ciltlik Seyahatnâme’sinin dokuzuncu cildini hac yolculuğuna tahsis etmiştir. Bu eserler hac yolculuğu esnasında dünyanın dört bir yanından gelen Müslümanlar arasındaki ortak bilinci yansıtması ve aralarındaki sosyal, ticarî, ilmî etkileşimi göstermesi açısından da önem arz etmektedir. Devlet idaresini konu edinen el-Ahkâmu’s-Sultâniyye türü eserlerde ve Maverdî’nin (ö. 450/1058) el-Hâvi’l-Kebîr’inde olduğu gibi bazı fıkıh kitaplarında hac emirliğine dair hükümlere ve hac emirinin görevlerine değinilmektedir. 

  • Abdurrahman Acar, “Büyük Selçuklular Zamanında Hac ve Hac Emirliği”, Diyanet İlmi Dergi, c. 34, sy. 1 (2003), s. 67-80.
  • Adem Tutar, “Hac Emirliği ve Surre Alayları”, İslâm Kurumları Tarihi El Kitabı, ed. Eyüp Baş, Grafiker Yayınları, Ankara 2013, s. 289-300.
  • Adil Erken, “XVIII. Yüzyıl Osmanlı Şam Valilerinin Emîrü’l-Hacc Olarak Hizmetleri”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Afyon 2017.
  • Bedri Muḥammed Fahd, “Hac Emirleri Tarihi”, Diyanet İlmi Dergi, çev. Münir Atalay, c. 33, sy. 1 (1997), s. 37-72.
  • el-Maverdî, Ahkâmu’s-Sultâniyye ve’l-Velâyâtu’d-Dînîyye, Dâru’l-Kitâbi’l-İlmiyye, Beyrut 1985.
  • Fatih Ayaz, “Bahrî Memlükler Döneminde Harameyn Hizmetleri”, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1998.
  • Mehmet Erkal, “Hac Emirliği (Yönetimi) ve Bununla İlgili Bazı Fıkhî Meseleler”, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sy. 4 (2001), s. 145-161.
  • Muḥammed Abdülhay el-Kettânî, Hz. Peygamber’in Yönetimi (et-Terâtibu’l-İdâriyye), çev. Ahmet Özel, İz Yayınları, İstanbul 2012.
  • Münir Atalar, “Emîr-i Hac”, DİA, c. 11 (1995), s. 131-133.
  • Münir Atalar, Osmanlı Devletinde Surre-i Hümâyûn ve Surre Alayları, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara 2015.
  • Şit Tufan Buzpınar, “Surre”, DİA, c. 37 (2009), s. 567-569.
  • Venetia Porter (ed.), Hac: İslâm’ın Kalbine Yolculuk, çev. Ömer Mansur Çolakoğlu, EDAM Yayınları, İstanbul 2015.
  • Vicdân Ferîk ‘İnâd el-Âridî, İmâretü’l-Hac fî’d-Devleti’l-Arabiyyeti’l-İslâmiyye (8-132/629-750), Dâru Emced, Amman 2017.

Atıf Bilgisi

Hac Emirliği. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/hac-emirligi/6207