Kınalızâde Ali Efendi (ö. 979/1572), Ahlâk-ı Alâî

M. 1565
- A +

Kınalızâde Ali Efendi’nin (ö. 979/1572) felsefi görüşlerini açıkladığı, en önemli ve belki de ona asıl şöhretini kazandıran eseri Ahlâk-ı Alâî’dir. Müellifin Şam’da kadı olarak bulunduğu dönemde, “Ahlâk-ı Alâî ahsen” sözlerinin ebced hesabına göre 972 tarihinde yazmaya başlamış, kitabın sonunda 25 Safer 973/21 Eylül 1565 Cuma gününü kesin bitiş tarihini olarak vermiştir. Gelenekler doğrultusunda kitabını bittiğini göremeden vefat eden, yazdığı sırada vezir-i azâm olan Semiz Ali Paşa’ya ithaf etmiştir.

Ahlâk-ı Alâî’yi yazma gerekçesini kitabının başında kendisi açıklar. Kınalızâde’ye göre ahlâk ilmi bütün insanları ilgilendirdiği için alimler bu konuda kitaplar yazmışlardır. Bunların en ünlüleri Nasîrüddîn-i Tûsî’nin Ahlâk-ı Nâsırî’si, Celâleddîn Devvânî’nin Ahlâk-ı Celâlî’si ve Hüseyin Vâiz’in Ahlâk-ı Muhsinî’sidir. O bu üç kitabı incelemiş; dilinin kolay anlaşılması ve halk arasında diğerlerinden daha çok tanınmasına rağmen Hüseyin Vâiz’in kitabını yeterince ilmî ve felsefî içerikli bulmadığı için beğenmemiştir. Ayrıca bu üç eserin dili Farsça olduğu için yazacağı eserin dilinin Türkçe olmasını arzulamıştır.

Ahlâk-ı Alâî kendisinden önce yazılan diğer ahlâk kitapları gibi Allah’a dua ve ithaf ile başlamakta, giriş bölümünde hikmet ve kısımları tanıtılarak nefs ve nefsin güçleri ile hulk (huy) konuları işlenmektedir. Bundan sonra Kınalızâde’nin “kitap” adını verdiği üç ana bölüm yer alır.

Birinci kitap eserinin en hacimli kısmı olup amelî hikmetin bireysel ahlâk ilmine ayrılmıştır. Müellif, bâb adını verdiği dokuz bölümde erdemler, rezilet ve çeşitleri, erdeme benzeyen reziletler, adalet, erdemleri kazanma yolları, erdemlerin korunması ve ahlâkî hastalıkların tedavisi konularını incelemektedir.

İkinci kitap olan aile yönetimiyle (tedbîr-i menzil) ilgili kısımda sekiz bölüm (bâb) vardır. İlk dört bölüm aile, insanın aile içinde yaşamaya olan ihtiyacı, evin idaresi ve evin geçiminin temin edilmesi konularına ayrılmıştır. Beşinci bölümden sonra “Evlat ve Ailenin Terbiyesi” ana başlığı altında çocukların terbiyesi, görgü kuralları, hizmetçi ve kölelerin terbiyesiyle ilgili konular hakkında bilgi verilmektedir. Aile ahlâkıyla ilgili kitabın altıncı bölümünden itibaren devlet ahlâkını ilgilendiren konular işlenmektedir.

Ahlâk-ı Alâî’nin üçüncü kitabı devlet ahlakıyla ilgili olup tedbîru’l-medîne başlığını taşımaktadır. Bu bölümün baş kısmında adil devlet adamının sahip olması gereken özellikler ve uyması gereken kurallar ile dost ve dostluk hakkındaki bilgilere yer verilmektedir. Kitabın son kısmında adet olduğu üzere “vasiyet” adıyla çeşitli tavsiyelere ve dua bölümüne yer verilmektedir.

Kınalızâde eserini yazarken sadece Ahlâk-ı Nâsırî ve Ahlâk-ı Celâlî’deki bilgilerle yetinmemiş, kendisine ulaşan bilgi birikimini dönemindeki ihtiyaçlara, problemlere ve uygulamalara göre değerlendirmiştir. O, felsefî birikimini dinî ve edebî muhteva ile zenginleştirme yoluna gitmiş ve ortaya kendisine özgü görüşlerinin yer aldığı, çağının şerh, hâşiye geleneğini aşan devasa bir eser çıkmıştır. İncelediği konularda seleflerinin tutarsızlıklarını ve boşluklarını yakalayabilmesi, bunları çözümlemeye, eksikleri tamamlamaya çalışması ve farklı kaynaklara başvurması eserin orijinal taraflarını oluşturur.

Ayşe Sıdıka Oktay

Atıf Bilgisi

Kınalızâde Ali Efendi (ö. 979/1572), Ahlâk-ı Alâî. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/booksmap/ahlak-i-alai/3771