Ali Nutkî Dede

(ö. 1219/1804)
Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhlerinden, Defter-i Dervîşân müellifi.
- A +

Hayatı

Ahmed Efendi’nin oğlu Ebubekir Efendi olup, Kütahya’nın Köprüviran köyündendir. Tavşanlı ve Kütahya Mevlevîhâneleri ile Konya Âsitânesi’nde yetişmiş, Küçek Mehmed Dede’den sonra Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhi olmuştur. Ali Nutkî Dede’nin annesi ise Türk mûsikîsinin pek mühim şahsiyetlerinden Kutbunnâyî Osman Dede’nin kızı Sâide Hanım’dır. Üç kardeşin en büyüğü olan Ali Nutkî Dede’nin diğer kardeşleri ise kendinden sonra dergâhın şeyhleri olacak Abdülbâkî Nâsır Dede ve Abdürrahim Künhî Dede’dir. İlk tahsiline babası ve küçük yaşta emanet edildiği et-Tevârîhü’l-Mevleviyye isimli eserin de müellifi amcaoğlu Sahih Ahmed Dede ile başlamıştır. Hafızlığını tamamlayıp dinî ilimler öğrenmiş, ayrıca Arapça, Farsça ve Mesnevî dersleri almıştır. On üç yaşlarında babasının vefatı üzerinde dergâhın şeyhi olmuş, bu vazifesini vefatına kadar yaklaşık otuz yıl devam ettirmiştir. Şeyhlik dönemi I. Abdülhamid (1774-1789) ve III. Selim (1789-1807) dönemlerine rastlar. 4 Eylül 1804 yılında kırk iki yaşında rahatsızlanarak dergâhtaki hücresinde vefat etmiş ve buranın hazîresinde bulunan babasının ayakucuna defnedilmiştir. Oğlu olmadığı için yerine kardeşi Abdülbâkî Nâsır Dede geçmiş, Sürûrî ölümü üzerine "Kevser safâsı eyledi Seyyid Alî Dede" (1219) notunu düşmüştür.

Mehmed Ziya’nın Yenikapı Mevlevîhânesi isimli eserinde, Ali Nutkî Dede'nin daha genç yaşlarından itibaren tüm vaktini tahsil ile geçirdiği ve faziletli bir hayat sürdüğü aktarılır. Yine bu eserde babasının ona “Memiş” mahlasını verdiği zikredilmekle beraber, bunun haricinde Nutkî mahlasını kullandığı da görülür. Esrar Dede’nin Tezkîre’sinde Nutkî mahlaslı bir gazeli, Fatîn Tezkîresi’nde ise bir kıt'ası kayıtlıdır. Ayrıca Veled Çelebi'nin Sımât-i Âşikân adlı mecmuasında da birkaç şiiri bulunmaktadır. İstinsah ettiği Neşâtî Divânı sebebiyle kanyaklarda hat konusundaki mahareti zikredilir. En mühim eseri, Süleymaniye Nafiz Paşa Kitaplığı 1194 numarada bulunan Defter-i Dervîşân isimli telifidir. Defter-i Dervîşân 26 Mayıs 1799 yılında yazılmaya başlanmış ve son yedi postnîşin tarafından devam ettirilmiş, iki defterden oluşur. Dönemin Yenikapı Mevlevîhânesi çevresinde meydana gelen tarihî, tasavvufî, sosyal ve kültürel birtakım olayların bilgilerini de içeren bir çeşit günlüktür. Fakat özel amacı tarihsel olarak dergâha mensup olan dervişlerin kayıtları, semâ mukabelelerinin yazılması ve çileye girenlerin belirlenmesidir. İki defterden oluşan Defter-i Dervîşân'ın birincisi Ali Nutkî Dede tarafından yazılmaya başlanmış 1804 yılında vefatıyla kardeşi Abdülbâkî Nâsır Dede tarafından devam ettirilmiştir. Bu defterin bir sel felaketinde ıslanması sebebiyle Nâsır Dede ikinci bir defter tutmaya başlamış, daha sonraki kayıtlar ise bu defterden devam etmiştir.  Pek çok önemli şahsın da isimleri bulunan defterde Şeyh Galip ve Hammâmîzâde İsmail Dede Efendi’nin kayıtlarına rastlanır.

Ali Nutkî Dede’nin mûsikîşinaslığı hakkında ise kaynaklarda farklı bilgilere rastlanır. S. Nüzhet Ergun mûsikî bilgisine dair pek bilgiye rastlanmadığını ifade eder. Fakat pek çok kaynakta mûsikî bilgisine sahip olduğunun malum olduğu zikredilir.  Nitekim Rauf Yektâ Bey Esâtîz-i Elhân’da, Dede Efendi’nin 14 yaşında iken Pazartesi ve Perşembe günleri olmak üzere Ali Nutkî Dede'den mûsikî dersleri almaya başladığını ve kısa zamanda gösterdiği başarı ile şeyhinin övgüsüne mazhar olduğunu aktarır. Ayrıca Dede Efendi şeyhine ikrar vermiş, çileye başlamış ve onun döneminde 21 yaşında çilesini tamamlamıştır.

Ali Nutkî Dede’nin Şevkütarab makamında bir de âyin-i şerîf bestelediği ve vefatından bir ay kadar önce 28 Temmuz 1804 tarihinde ilk kez dergâhında mukabelede icra edildiği zikredilir. Buna delil olarak ise İsmail Dede’nin, ayin hakkında kendi dahli olmadığına dair ifadeleri gösterilir. Fakat genel kabule göre İsmail Dede’nin, hocası ve şeyhi Ali Nutkî Dede’ye tevazusu gereği böyle bir ifade kullandığıdır. Çünkü Dede, toplam yedi âyin bestelediğini başka bir ifadesinde belirtir ve bu zikredilen âyinle bu sayı yediye ulaşmaktadır. Ayrıca âyindeki nağme örgüsü ve tavrı da incelendiğinde İsmail Dede’nin izleri kolayca görülür. Ali Nutkî Dede'nin mûsikî becerisi hakkında bunlardan başka bilgi bulunmayışı, araştırmacıları bu konuda temkinli olmaya sevk etmiştir.

Öne Çıkan Eserleri

  • Defter-i Dervîşân: haz. Bayram Ali Kaya, Sezai Küçük, Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, İstanbul 2011.

 

  • Sadeddin Nüzhet Ergun, Türk Mûsikîsi Antolojisi, Rıza Koskun Matbaası, İstanbul 1943.
  • Rauf Yektâ Bey, Esâtîz-i Elhân, Pan Yayıncılık, İstanbul 2000.
  • Yılmaz Öztuna, Büyük Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1990.
  • Sadun Aksüt, Türk Mûsikîsinin 100 Bestekârı, İnkılap Kitapevi, İstanbul 1993.
  • M. Nazmi Özalp, Türk Mûsikîsi Tarihi, M.E.B. Yayınları, İstanbul 2000.

Atıf Bilgisi

Ali Nutkî Dede. İslam Düşünce Atlası, https://islamdusunceatlasi.org/ali-nutki-dede/451