- A +

Elburz dağlarının güney eteğinde, Tahran'ın 150 km. kuzeybatısında ve denizden 1290 m. yükseklikte kanalların suladığı bağlar ve bahçeler arasında yer alan bir tarım pazarı ve sanayi merkezidir. Günümüzde nüfusu 350.000 civarındadır.

Kâşgarlı Mahmut, Divân-ı Lügati’t-Türk adlı eserinde şehrin isminin Afrasyab’ın kızı Kaz’dan geldiğini iddia etmektedir. Şehrin tarihi arka planına baktığımızda, Sasani Hükümdarı I. Şahpur tarafından M. S. 250 yılına doğru, Deylemîlerin akınlarına karşı imparatorluğun kuzey sınırlarını koruma amacıyla bir garnizon olarak kurulduğunu görmekteyiz. Daha sonra Hz. Ömer zamanında sulh yoluyla Müslümanlar tarafından ele geçirilmiş (24/644) ve şehir halkı İslamiyet’i kabul etmiştir. Kâzvîn, ilk defa Hz. Osman döneminde bir şehir görünümü kazanmıştır. Kâzvîn, Abbasiler döneminde Hazar kıyısındaki Şiiler ile halifelik kuvvetleri arasında mücadele alanı olmuştur. Şehir, 251'de (865) Ali evladının, 293'te (905-906) Samanilerin hakimiyetini yaşamış, ardından sırasıyla 318'de (930) Büveyhilerin, 420'de de (1029) Gaznelilerin idaresine girmiştir. Tuğrul Bey zamanında Kâzvîn'i alan Selçuklular, XI. yüzyılın ortasından XIII. yüzyılın başına kadar burayı çok azı günümüze ulaşan çeşitli mimari eserlerle süslemişlerdir. Bunlardan Mescid-i Cum'a ve Medrese-i Haydariyye halen ayakta durmaktadır. Söz konusu ettiğimiz bu mücadelelere ilave olarak Kâzvîn, XIII. yüzyılda Harizmşahlarla Moğollar arasında hakimiyet mücadelesine sahne olmuştur.

XV. asırda Karakoyunlu Kara Yusuf'un Irak-ı Acem'i fethetmekle görevlendirdiği Sistam Bey tarafından Karakoyunlu topraklarına katılan Kâzvîn, Timur'un oğlu ve halefi Şahruh zamanında el değiştirmiştir. Kâzvîn, XVI. yüzyılda Safevilerin yönetiminde önem kazanmıştır. Zira batıda Osmanlılara, kuzeydoğuda Şeybânî Özbeklerine karşı önden giden savaşçılar için bir üs durumunda olmuştur. Bu yüzden mezkûr asırda Şah Tahmasb idare merkezini buraya taşımıştır. XVII. yüzyılın başında buraya gelen çok sayıda Avrupalı seyyahın gözlemlerine göre Kâzvîn, İsfahan’dan sonra imparatorluğun ikinci büyük şehri konumunda olmuştur. Şehir, 1726'da bir ara Osmanlılara boyun eğmiş, fakat kısa sürede geri alınmıştır. XIX. yüzyılda Kaçarların hâkimiyetinde Kâzvîn, biri Trabzon, diğeri Hazar üzerinden Avrupa'ya giden başlıca iki ticaret yolunun kesişme noktasında bulunmasından dolayı çok parlak günler yaşamıştır. Yüzyılın sonunda ise Tahran-Kâzvîn telgraf hattının ve şehri Tahran, Tebriz, Hemedan ve Enzeli'ye bağlayan modern yolların inşa edilmesiyle şehir stratejik olarak daha da güçlenmiştir. Mescid-i Neb'i (Şah Camii), Şehzade Hüseyin Türbesi gibi dikkat çeken yapılar bu dönemde inşa edilmiştir.

Kâzvîn'den hemen her ilim dalında birçok âlim yetişmiş ve Kâzvînî nisbesiyle meşhur olmuştur. Bunlar arasında; el-Hâvi’s-şagir adlı eseriyle fıkıhta meşhur olan Abdülgaffar b. Abdülkerim el-Kâzvînî (ö. 665/1266), edebiyatta şairliği ve tezkire yazarlığı ile şöhret bulan Mîr Alaüddevle el-Kâzvînî (ö. 998/1590'dan sonra), Arap belagatı teorisyeni olan el-Hatib Muhammed b. Abdürrahman b. Ömer b. Ahmed el- Kâzvînî eş-Şafii, Ali b. Ömer el-Kâzvînî, İranlı tarihçi, coğrafyacı ve şair olan Hamdullah el-Kâzvînî (ö. 740/1340'tan sonra), Şii fakih Hüseyin b. İbrahim el-Kâzvînî (ö. 1208/1793), İranlı tarihçi olan Mîr Yahya b. Abdiliatıf Hüseynî el-Kazvînî (ö. 962/1555), İranlı edebiyatçı ve araştırmacı olan Mirza Muhammed Han el-Kazvînî (1877-1949), ünlü coğrafyacı olan Zekeriyya b. Muhammed el-Kazvînî (ö. 682/1283) en meşhurlarıdır.

  • Abdulkadir Macit. Başbakanlık Osmanlı Arşiv Belgeleri Işığında XIX. Yüzyıl Osmanlı- Hokand Hanlığı Münasebetleri. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul, 2008.
  • Abdulkadir Macit. Şeybânî Özbek Hanlığı Siyasî, İdarî, Askerî ve İktisadî Yapı. İstanbul: Nobel Yayıncılık, 2016.
  • A. K. S. Lambton. "Kazwin". El² (İng.). c. 4: 857-862.
  • Belazürî. Fütûhu'l-büldan. Nşr. de Goeje. Leiden, 1866.
  • Cl. Huart. "Kazvin". İA. c. 6: 527 -528.
  • Ebû Yahyâ Zekeriyyâ b. Muhammed b. Mahmûd Kazvinî. Âsârü'l-Bilâd ve Ahbârü'l-İbâd. Beyrut: Dâru Sadır, Ty.
  • Hamdullah b. Ebu Bekr Ahmed el-Kazvinî Hamdullah Müstevfî. Nüzhetü’l-Kulûb. Thk. ve Farsçadan İngilizceye  Çev. Guy Le Strange. London: Yy, 1919.
  • Hamdullah Kazvinî. Târîh-i Güzîde. Çev. Abdülhüseyin Nevai. Tahran: Yy, 1944.
  • İndeks. Zekeriyya b. Muhammed el-Kazvînî. Aşarü'l-bilad. Nşr. F. Wüstenfeld. Leiden: Yy, 1848.
  • Hasan Bey Rumlu. Âhsenü’t-Tevârîh. Haz. Abdu’l-Hüseyin Nevaî. İntişârât-ı Esâtîr I-III. Tahran, 1384.
  • Hüseyin Kulî Sütûde. "Tarîhçe-i Kazvîn". Berresiha-yi Tarihi. c. 4/4. Tahran: Yy, 1969.
  • İskender Bey Münşî. Âlem Ârâ-yı Abbasî. Hz. M. İ. Rıdvanî. Tahran: Yy, 1377.
  • Kadı Ahmed Gaffâr Kazvînî. Târih-u Cihanârâ. Nşr. Müctebâ Minovî. Tahran: Yy, 1343.
  • Kadı Ahmed Tetevî-Asaf Han Kazvinî. Tarih-i Elfî. Nşr. Gulam Rıza Tabatabai Mecd. İntişârât-ı İlmî ve Ferhengî, I-III, Tahran: Yy, 1381.
  • Marcel Bazın. “Kâzvîn”. DİA. c. 25. Ankara: TDV, 2002: 154-55.
  • Mirza Muhammed Vahid Kazvinî. Târîh-i Cihân Ârâ-yı Abbasi (Abbasnâme). Hz. Seyyid Said Mir Muhammed Sadık. Tahran: Yy, 1383.
  • Naîmâ Mustafa Efendi. Tarih-i Naîmâ (Ravzatü'l-Hüseyn fi Hulasati Ahbari'l-Hafikayn). Hz. Mehmet İpşirli. Ankara: MEB, 2007.
  • Yahya b. Abdullatif Kazvinî. Lübbü’t-Terâvîh, (be sâl 948 Hicrî/Kamerî). Hz. Mir Haşim Muhaddis. Tahran: Yy, 1386.