- A +

Pakistan’ın güneyindeki Sind eyaletinde yer alan, geniş toprakları ve barındırdığı yoğun nüfus ile Karaçi, Lahor, Faysalâbâd ve Ravalpindi'den sonra ülkenin beşinci büyük şehri konumunda olan Haydarâbâd, hâlihazırda önemli bir endüstri ve ticaret merkezidir. Şehre bu merkezi konumu Karaçi Limanı ile ülkenin kuzey kesimlerine demiryollarıyla bağlı olması sağlamaktadır. Haydarâbâd şehrinin merkez olduğu idari bölge 87.7 km² yüzölçümüne sahiptir ve Dactû, Haydarâbâd, Badin, Sanghar, Thar Parkar ve Tatta adlı daha küçük idari birimlere ayrılmıştır.

Sind bölgesinin Muhammed b. Kasım es-Sekafî kumandasındaki İslam ordusu tarafından fethedildiği Abbasiler döneminde şehrin yerinde bulunan iskân merkezi Nîrunkut (veya Nevankot) adıyla biliniyordu. Bugünkü Haydarâbâd şehri, Babürlü Sultanı II. Şah Alem’in Sind bölgesine vali olarak atadığı Nur Muhammed Kelhura’nın varisi olan Gulam Şah Kelhura tarafından 1768'de kurulmuş ve ismini Hz. Ali'nin öteki adı olan Haydar'dan hareketle almıştır. Açıkça görünen o ki, Gulam Şah Kelhura’nın Gencû Teker adıyla bilinen tepeye tuğladan geniş bir kale yaptırması ve idare merkezini buraya nakletmesi sonrasında şehir gelişmeye başlamıştır. Kalenin yanında kurulması ön görülen şehrin formal planı ise 1782'de Gulam Şah Kelhura’nın oğlu olan Sarfaz Han tarafından yapılmıştır. Şehrin temelleri ortaya çıkmaya başlarken bu yeni şehir "Hehran/Sind'in Kalbi" adı ile anılmaya başlamıştır.

1783 yılında Kelhûra hanedanının yıkılması üzerine Haydarâbâd, 1783-1843 döneminde Sind idaresi Talpûrların eline geçmiştir. Bu vakit itibarıyla yeni hakim Feth Ali Han Talpûr büyük bir imar faaliyetine girişmiş ve adeta şehri zevk ve arzusuna göre tekrar inşa etmiştir. 1843'te Talpûrlar, Pencap bölgesini ve Afganistan'ı stratejik hedefleri olarak görmeye başlayan ve Sind'in bu hedefe erişmek için ortadan kaldırılmasının gerekli olduğunu düşünen İngiliz Doğu Hindistan Şirketi tarafından Miyanî Savaşı'nda yenilgiye uğratılırlar. Bu sayede İngilizler bütün Sind bölgesini ilhak etmişlerdir. Bunun üzerine yeni yöneticiler şehri Doğu Hindistan Şirketi'nin doğrudan doğruya idare ettiği Bombay Presidency İdaresi'ne bağlamışlar, dahası stratejik, siyasi ve ticari sebeplerden ötürü idare merkezini de kendileri için daha uygun olan Karaçi Limanı'na nakletmişlerdir. Böylece zaman içinde Karaçi gelişme gösterirken Haydarâbâd önemini yitirmeye başlamıştır.

1948’e kadar şehrin sokakları nehirden çekilen sularla düzenli olarak yıkanıp temizlendiği için şehir "Hindistan'ın Parisi" olarak anılmıştır. Fakat Hindistan'ın 1948’de ikiye bölünmesi ile Hindistan'a düşen alanlardaki özellikle Gucerat ve Maharashtra eyaletlerindeki Müslümanlar çok büyük sayılarda Pakistan'a ve Sind eyaletine göç ettikleri için Haydarâbâd şehri göçmenlerle dolmuştur. Ayrıca Pencap'tan da birçok Pencapça konuşan kişi Sind eyaletine ancak özellikle Haydarâbâd'a göçmüştür. Dahası Afganistan savaşı ve hatta çok daha önceden de şehir Peştuca dili konuşan Paştun muhacir akımına hedef olmuştur. Bu yoğunluk şehrin imarının ve alt yapısının dengeli olarak gerçekleştirilmesini engellemiştir. Dolayısıyla şehrin en güzel tarihi yapıları bile gecekondu tipi göçmen yerleşkeleri ile kaplanmış, yıkılmış ve çökmüştür.

Bugün Haydarâbâd'ın en önemli yapıları arasında yer alan Talpûr hanedanına ait mezarlar 1828-1857 yılları arasında yapılmıştır. Sind mimarisine güzel bir örnek teşkil eden bu mezarlar, binalar ve lahitler esasen modern mimari esintileri taşımaktadır. Hepsinin içi geometrik ve bitkisel desenli çinilerle dekore edilmiştir. Ancak bu çiniler nihai merhalede sanat açısından pek değer taşımamaktadır.

1947'de Karaçi'de kurulan Sind Üniversitesi'nin 1954 ve 1962 yıllarında Haydarâbâd’a taşınması ile şehir, Sind kültürünün yaşatılmasına hizmet eden önemli bir merkez haline gelmiştir. Burada Sind dili ve edebiyatının ihyası için bu kültüre ait Farsça ve Arapça eserler neşredilerek gün ışığına çıkarılmaya çalışılmaktadır. Özellikle bünyesinde barındırdığı Şah Veliyyullah Akademisi'nde Şah Veliyyullah Dihlevî'ye ait dini ve edebi ağırlıklı eserler üzerinde araştırmalar yapılmaya devam edilmektedir.

Bugün şehrin nüfusu  yaklaşık 1.578.400 kişidir (2006) ve böylece Pakistan'ın 5., Sind eyaletinin ise 2. en büyük şehri durumundadır. Nüfusun dağılımına baktığımızda farklı diller konuşan Belüçlar, Seyyidler, Racpütlar, Cat ve Med kökenli saf Sindîler ve Mevatîler gibi çok değişik etnik gruplardan teşekkül ettiğini görmekteyiz.

  • A. S. Bazmee Ansarı. “Haydarâbâd”. DİA. c. 17. İstanbul: TDV, 1998: 31-32.
  • Abdul Hamid. Towns of Pakistan. Karachi: Yy, 1950.
  • A. Burnes. Travels into Bukhara and a Vayage on the İndus. London: Yy, 1834.
  • H. Pottinger. Travels in Baluchistan and Sind. London: Yy, 1816.
  • J.  Burns. Narrative of a Visit to the Court of Sind in 1828. Edinburgh: Yy, 1831.
  • W.  F. Napier. The Conquest of Scinde. London: Yy, 1845.