Ebû Abdurrahman es-Sülemî (ö. 412/1021), Tabakâtu’s-sûfiyye

M. 1021
- A +

Ebû Abdurrahman es-Sülemî’nin (ö. 412/1021) Arapça kaleme aldığı ilk sûfî tabakât kitabıdır. Sülemî eserin mukaddimesinde her dönemde mutlaka Hz. Peygamber ve ashâbının izinden yürüyen ve insanları sözleri, fiil ve ahlâklarıyla Hak yola davet eden velilerin bulunduğunu belirtir ve kitabını onları tanıtmak amacıyla yazdığını söyler. Hayatının tedris döneminde Irak, Horasan ve Hicaz bölgesine seyahatler yaparak buradaki âlim ve sûfîlerden istifade eden Sülemî, eserini daha sonra yerleştiği memleketi Nîşâbur’da telif etmiştir. Tabakât’da ilk zâhid ve sûfîlerin hayatlarından biyografik tarzda kısaca bahsettikten sonra varsa rivayet ettikleri hadisleri, hikmetli sözlerini, izledikleri yolları, sahip oldukları hâlleri aktarmak suretiyle onları tanıtmaya çalışmıştır. Maksadı kurucu sûfîlerin sahih tasavvuf anlayışını, takip ettikleri öğreti ve yöntemleri muhafaza edip sonraki nesillere ulaştırabilmektir. Bu nedenle Sülemî bir yandan kendinden önceki sûfîlerin hayat hikâyelerini anlatırken diğer yandan isnat zincirine dayalı olarak aktardığı bu bilgiler vesilesiyle tasavvufun Hz. Peygamber’e kadar dayandığını ispat etmiştir.

Eser bir mukaddime ve beş ana tabakadan oluşmaktadır. Sülemî eserin girişinde her tabakada birbirlerine yakın dönemde yaşamış olan sûfîlerin imamlarından, şeyh ve âlimlerinden yirmi kadarını ele alacağını belirtmiştir. Fakat ikinci tabakada kardeş olan iki sûfîye aynı başlık altında, son tabakada da yirmi dört sûfîye yer vererek toplam 105 mutasavvıfı ele almıştır. Müellif eserde belli bir kronoloji takip etmeye çalışsa da fazilet olarak üstün gördüğü sûfîleri diğerlerinden daha evvel zikretmeyi tercih etmiştir. Hicri II. asır zâhidlerinden kabul edilen Fudayl b. İyaz (ö. 187/803) ile başlayan Tabakât, İbrahim b. Edhem ve Bişr-i Hafî gibi aynı dönemde yaşamış zühd ehli ile devam eder. Bu sebepten olsa gerek Sülemî zâhid ve sûfîlerin iç içe bulunduğu ilk tabakaya herhangi bir başlık koymazken, diğer tabakaları “Sûfîlerin İmamları” başlığıyla isimlendirerek netleştirmiştir. Ayrıca müellif daha evvel kadın mutasavvıflar için Zikrü’n-nisveti’l-müte‘abbidâti’s-sûfiyyât isimli müstakil bir eser yazdığından dolayı Tabakât’da yalnızca erkek sûfîleri konu edinmiştir.

Sûfîlere dair günümüze ulaşmış en eski kaynak niteliğini taşıyan Tabakât bu yönüyle daha sonra kaleme alınan biyografi türündeki eserlere kaynaklık teşkil etmiştir. Örneğin Ebû Nuaym el-İsfahânî’nin (ö. 430/1038) Hilyetü’l-evliyâ isimli geniş kitabının temelini Tabakât oluşturur. Yine Hâce Abdullah el-Herevî (ö. 481/1089) eseri aynı isimle ancak bazı değişiklik ve ilavelerle Farsçaya tercüme etmiş ve bu tercüme Farsça tabakât yazıcılığının öncüsü olarak Ferîdüddin Attâr’ın (ö. 618/1221) Tezkiretü’l-evliyâ’sı ile Abdurrahman Câmî’nin (ö. 898/1492) Nefehâtü’l-üns’ünün temelini oluşturmuştur. Günümüzde Türkçe çevirisi bulunan Tabakât Nureddin Şerîbe tarafından tahkik edilmiştir (Halep 1986).

Abdurrezzak Tek